Dünyadaki pek çok hukuk düzeninde
olduğu gibi Türk hukukunda da baba ile
çocuk arasındaki soybağının kurulması
hususunda çeşitli düzenlemelere yer
verilmiş ve hukuki soybağı, doğrudan
biyolojik/genetik soybağı ile
ilişkilendirilmemiştir. Her ne kadar baba ile
çocuk arasındaki soybağının kurulması,
doğrudan biyolojik soybağına
dayandırılmasa da bu konudaki
düzenlemelere bakıldığında, hukuki
anlamda baba olarak kabul edilen kişinin,
biyolojik olarak da baba olduğu
düşüncesinden hareket edildiği
görülmektedir. Özellikle babalık karinesi
olarak da ifade edilen düzenleme bu
şekildedir. Eşlerin sadakat
yükümlülüklerinin evlilik sona erinceye
kadar devam ettiği düşünüldüğünde bu
karine gerçekten makuldür ve biyolojik
babanın, hukuki olarak da baba olarak
nitelendirilmesini sağlar. Ancak günümüzde
boşanma sürecinin oldukça uzadığı ve evlilik
kurumuna olan hassasiyetin giderek azaldığı
göz önünde bulundurulduğunda, karinenin
kanunda ifade edildiği şekilde kabulü, gerçek
baba ile çocuk arasındaki soybağının
kurulmasını güçleştirmektedir. Zira evlât
edinme bir kenara bırakılacak olursa,
hukukumuzda çocuk ile yalnızca bir erkek
arasında soybağı ilişkisi kurulabilmektedir.
Dolayısıyla daha önce çocuk ile başka bir
erkek arasında böyle bir ilişki kurulmuşsa,
bu ilişki soybağının reddi davası ile sona
erdirilmedikçe, biyolojik baba ile çocuk
arasında soybağı ilişkisi kurulamamaktadır.
Baba ile çocuk arasındaki soybağının
sorunsuz bir şekilde kurulması adına, pek
çok ülkenin babalık karinesi düzenlemesini oldukça s
ınırlandırdığı ve belirli şartlar
altında biyolojik babaya soybağının tespiti
hususunda yetkiler tanıdığı görülmektedir.
Bu çalışma ile çeşitli ülkelerdeki babalık
karinesine ilişkin düzenlemeler incelenerek,
Türk hukukundaki düzenlemenin günümüz
şartların a uygunluğu hususunda bir
değerlendirme yapılmak istenmiştir.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Public Administration |
Journal Section | ÖZEL HUKUK |
Authors | |
Publication Date | April 19, 2023 |
Published in Issue | Year 2023 Issue: 70 |