Although there are many findings at crime scenes that can be considered as evidence, biological samples are among the most important types of findings that reveal the relationship between the victim, the suspect and the crime scene; blood, menstrual blood, semen, vaginal secretions and saliva. Enzymatic, serological and microscopic methods have been used for years in the identification of biological fluids used in identification. Since biological samples are found at crime scenes in very small quantities and are often in a degraded state, identification of the samples becomes difficult. However, recently, forensic studies on the identification of body fluids with miRNAs, which are accepted as "non degraded evidence" due to their high stability, have reversed this situation. The general opinion in the majority of studies is that miRNAs can be used in the detection of body fluids. The modeling used during analysis is of great importance, especially in the correct analysis and classification of mixtures and risky samples due to their high sensitivity. As a result, according to the literature review, it has been suggested that the reason for not reaching definitive and common results in miRNA studies is the diversity or difference of analysis and modeling methods used in the studies. For future studies, it is recommended to conduct further research with a general and accepted common method. In this review, it is aimed to summarize various studies conducted recently on miRNAs from different aspects.
Olay yerlerinde, delil niteliği kazanabilecek olan birçok bulgu bulunsa da mağdur, şüpheli ve olay yeri ilişkisini ortaya çıkaran en önemli bulgu türlerinden olan biyolojik örnekler; kan, menstrual kan, meni, vajinal salgılar ve tükürüktür. Kimliklendirmede kullanılan biyolojik sıvıların tanımlanmasında enzimatik, serolojik ve mikroskobik yöntemler yıllardır kullanılmaktadır. Biyolojik örnekler olay yerlerinde çok küçük miktarlarda bulunduklarından ve çoğunlukla bozunmuş halde olduklarından dolayı örneklerin tespiti zorlaşmaktadır. Ancak son zamanlarda, yüksek stabiliteleri nedeniyle ‘’bozunmadan kalabilecek delil’’ niteliğinde kabul gören miRNA’lar ile vücut sıvılarının tanımlamasına yönelik yapılan adli çalışmalar bu durumu tersine çevirmektedir. Yapılan çalışmaların çoğunluğundaki genel görüş, miRNA’ların vücut sıvılarının tespitinde kullanılabilir olduğu yönündedir. Özellikle yüksek hassasiyetleri nedeniyle karışım halinde bulunan ve riskli örneklerin doğru bir şekilde analiz edilip sınıflandırılmasında, analiz yapılırken kullanılan modellemeler büyük önem taşımaktadır. Sonuç olarak yapılan literatür taramalarına göre, miRNA çalışmalarında kesin ve ortak sonuçlara tam anlamıyla ulaşılamamış olmanın nedeni olarak, çalışmalarda kullanılan analiz ve modelleme yöntemlerinin çeşitliliği veya farklılığı öne sürülmüştür. İleride yapılacak olan çalışmalar için genel ve kabul görmüş ortak bir yöntemle daha fazla araştırma yapılması önerilmektedir. Bu derlemede, son zamanlarda miRNA’lar ile yapılan çeşitli çalışmaların farklı yönleriyle ele alınarak özetlenmesi amaçlanmıştır.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Forensic Biology |
Journal Section | Reviews |
Authors | |
Publication Date | April 29, 2024 |
Submission Date | February 27, 2024 |
Acceptance Date | April 15, 2024 |
Published in Issue | Year 2024 Volume: 38 Issue: 1 |