Bir
kitap başlığı olan yaşlandıkça hayat
neden çabuk geçer (2012) ifadesi, yazar
Douwe DRAAISMA’a aittir. Yazar zaman üzerinden ilerleyen yılların insan
yaşamından neleri alıp götürdüğü, neleri ömrüne kattığı meselesini kendine dert
edinmiş ve şu soruları sormuştur. Yakın geçmişimizde anılarımızı doğru düzgün
hatırlayamazken, nasıl olup da eski anılarımızı daha dün olmuşçasına net bir
şekilde hatırlarız? Belleğin zaman algısı üzerindeki etkisi nedir? Çocukluğumuz
ve gençliğimizde uzun bir süre gibi gelen bir ay, bir yıl yaş aldıkça söz
konusu bu süreler nasıl olup da biz anlamadan geçip gitmiştir? Bu yanılsamalar bazen
saniye ve dakikaları alırken bazen günler, bazen yıllar, bazen insan ömrünün
uzun dönemlerini kapsar. Ama saat ve takvim ölçüsüne göre uzunlukları ne olursa
olsun hepsi şu ortak özelliğe sahiptir: hepsi de zaman deneyimimiz ile
bilincimizde olup bitenleri birbirine bağlar. Bu çalışmanın özünü yaş aldıkça
yılların akıp gitmesi karşısında hissettiğimiz “yaşamı kaçırma duygusunu
sorgulamak” oluşturmaktadır. Oysa yaşlanma aynı zamanda bir bilgelik durumudur.
O halde yapılması gereken, yaş aldıkça zamanın hızlanmasını değil, geçmişimizdeki
deneyimlerimizi hatırlayıp, halen neyi üretip üretemediğimizin muhasebesini
yapmanın yaşam için daha anlamlı olacağı konusunu sürekli canlı tutmak
olmalıdır.
Journal Section | Articles |
---|---|
Authors | |
Publication Date | December 24, 2017 |
Submission Date | October 18, 2017 |
Published in Issue | Year 2017 Volume: 3 Issue: 2 |