“Reformatio in peius” and “Prohibition of against adjudication” are different principles because one concerns to the upper instance courts while the other concerns the lower courts. However, these principles are close principles because they are based on the same legal grounds. “Reformatio in peius” means that if only one of the parties applies to the remedies against the decision of the lower court, the decision can not be against the applicant who apply to the upper court. There are two meanings of “Prohibition of against adjudication” principle. One means if the upper court remit the decision, the lower court can not decide against the first decision about the applicant; while the other refers to the failure of the judicial authority to decide against the plaintiff in the first instance. These two principles, which are not explicitly regulated in the Law on Administrative Procedure, are adopted by judicial decisions. These principles are deemed as a requirement of the right to legal remedies which stated in Article 36 of the Constitution, are also accepted as a requirement of the principle of being bound by the scope of demand, the rule that the annulment suits may be opened by those whose interests are violated and the principle of legal security.
Prohibition of against adjudication reformatio in peius right to legal remedy principle of being bound by the scope of demand the principle of legal security
Aleyhe bozma yasağı ve aleyhe hüküm verme yasağı farklı ilkeler olmakla birlikte; biri kanun yolu merciine, biri ise alt derece mahkemesine hitap eden ve aynı hukuki gerekçelere dayanan birbirine yakın ilkelerdir. Aleyhe bozma yasağı, alt derece mahkemesi tarafından verilen karara karşı kanun yollarına sadece taraflardan birinin başvurması halinde, kararın kanun yoluna başvuran aleyhine bozulamaması anlamına gelir. Aleyhe hüküm verme yasağı ise iki anlama gelmekte; öncelikle kanun yoluna taraflardan sadece birinin başvurması halinde, alt derece mahkemesinin kararının bozulması neticesinde dosya kendisine geri gelen mahkemenin, başvuran kişi hakkında ilk karara nazaran aleyhine karar verememesini; ikinci olarak ise, daha ziyade idari yargılama hukukunda karşımıza çıkan haliyle, ilk derece aşamasında davacı aleyhine sonuç doğuracak şekilde yargı merci tarafından karar verilememesini ifade etmektedir. İdari Yargılama Usulü Kanunu’nda açıkça düzenlenmemiş olsa da aleyhe hüküm verme ve aleyhe bozma yasağı yargı kararları ile kabul edilmektedir. Öncelikte Anayasa’nın 36’ıncı maddesinde ifadesini bulan hak arama hürriyetinin bir gereği olarak kabul edilen bu ilkeler, aynı zamanda taleple bağlılık ilkesinin, iptal davasının menfaati ihlal edilenler tarafından açılabileceğine ilişkin kuralın ve hukuki güvenlik ilkesinin bir gereği olarak kabul edilmektedir.
Aleyhe Hüküm Verme Yasağı Aleyhe Bozma Yasağı Hak arama Hürriyeti Taleple Bağlılık İlkesi Hukuki Güvenlik İlkesi
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Law in Context |
Journal Section | KAMU HUKUKU |
Authors | |
Publication Date | May 7, 2020 |
Published in Issue | Year 2020 |