İsviçre Medeni Kanunu m. 542/f.1, Türk Medeni Kanunu m. 580/f.1 ve Alman Medeni Kanunu § 1923/f.1 hükümleri uyarınca mirasçı olabilmek için mirasbırakanın ölümünde sağ olmak gerekmektedir. Ancak bu hukuk düzenlerinde mirasbırakanın ölümünde ona mirasçı olmak için sağ olunması koşuluna bir istisna tanınmış ve miras açıldığında (mirasbırakanın ölüm anında) ceninin bulunması halinde sağ doğan cenin, mirasçı olarak kabul edilmiştir. Hatta cenin doğana kadar mirasın paylaşımının ertelenmesi imkânı getirilmiştir. Teknolojide ve tıpta meydana gelen gelişmeler aile yapısını da etkilemektedir. Günümüzde yapay döllenmenin tanıdığı imkânlar başta olmak üzere çeşitli sebeplerle hukukun birçok alanını etkileyen yeni sorunların ortaya çıkması muhtemeldir. 1970’li yıllarda bir erkeğin spermlerinin dondurulması ve öldükten sonra kullanılması hususu akla bile gelmezken, tıp alanında meydana gelen gelişmeler karşısında bu durum artık mümkün hale gelmiştir. Kocanın ölümü halinde dondurulmuş embriyonun ana rahmine transferi veya dondurulmuş spermlerinin kullanılmasına bazı hukuk düzenlerinde izin verilmektedir. Dolayısıyla kocanın ölümünden sonra, dondurulmuş embriyonun yahut kocanın sperminin yapay döllenmesi neticesinde sağ ve tam doğan çocuğun miras hukuku bakımından durumu çözülmesi gereken bir mesele olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu çalışmada kocanın ölümünden sonra ana rahmine transfer edilmiş olan embriyonun mirasçılığı karşılaştırmalı hukuk açısından ele alınacaktır.
In order to inherit, the heir must be alive at the time of the death of deceased person according to the article 542 of the Swiss Civil Code, article 580 of the Turkish Civil Code and § 1923 of the German Civil Code. However, in these legal systems, an exception was granted to the condition where there is a fetus at the time of succession (at the time of the death of deceased person), accordingly a child is capable of inheriting, providing she or he is subsequently born alive. In fact, the division of the estate may be deferred until the child is born, if on succession the rights of an unborn child need to be taken into consideration. Advances in technology and medicine also affect the family structure, for example nowadays new problems affect many areas of law for various reasons, especially the opportunities afforded by artificial insemination. In the 1970s, it was not even conceivable that a man's sperm could be frozen and used after his death, but in the face of advances in medicine, this has become possible. In certain legal systems, the transfer of the cryopreserved embryo or cryopreserved sperm to the uterus of the mother after the death of husband is permitted. Therefore, the inheritance status of the child who born alive as a result of the transfer of the cryopreserved embryo or the embryo obtained using the cryopreserved sperm of the husband after his death must be determined. In this study, the inheritance rights of the embryo transferred to the mother's uterus after the death of the husband will be examined in terms of comparative law.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Law in Context |
Journal Section | ÖZEL HUKUK |
Authors | |
Publication Date | May 7, 2020 |
Published in Issue | Year 2020 |