Ceza yargılamasının amacı; en geniş anlamı ile insan hakları ihlâllerine yol açmadan maddi gerçeğe erişmektir. Yargı mercilerinin kararlarında hukuka aykırılıklar bulunabileceği gerçeğinden hareketle, maddi gerçeğe erişme amacına hizmet etmek üzere, bu hukuka aykırılıkların giderilmesi için kanun yolları öngörülmüştür. Ancak, bir davanın sonsuza kadar sürmeyip bir hükümle neticelenmesi ve bu hükme karşı kanun yollarının tüketilmesiyle mahkeme kararlarının kesinleşmesi, toplumda hukuksal barışın kurulması ve korunması için zaruri bir ihtiyaçtır. Bununla birlikte, hüküm ve kararlar tüm kanun yolları tüketilerek kesin hüküm kuvvetine erişse dahi, bir süre sonra, maddi gerçeğe uymadıkları, dava konusu olayın mahiyetine aykırı olarak, hüküm veya kararın sanık lehine veya aleyhine sonuç doğurduğu, başka bir deyişle hükmün adli hata ile lekelendiği ortaya çıkabilir. İstinaf kanun yolunun hayata geçtiği 20.7.2016 tarihinde yürürlükte olan hükümlere göre, bölge adliye mahkemesi ceza dairelerinin kesin nitelikteki kararlarına karşı başvurulacak bir olağanüstü kanun yolu öngörülmemişti. Ancak, istinaf mahkemesinin kesin nitelikteki hatalı kararlarının düzeltilmesi ihtiyacına binaen, “Bölge adliye mahkemesi Cumhuriyet başsavcılığının itiraz yetkisi”, 20.7.2017 tarihli ve 7035 sayılı Kanun ile CMK’ya eklenen 308/A maddesinde düzenlenmiştir. Yapılan düzenleme ile; bölge adliye mahkemesi Cumhuriyet başsavcılığının itirazı üzerine, dairenin itirazı yerinde görürse kararını düzeltmesi, yerinde görmezse dosyayı itirazı incelemek üzere bölge adliye mahkemesi ceza daireleri başkanlar kuruluna göndermesi sağlanmaktadır.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Law in Context |
Journal Section | KAMU HUKUKU |
Authors | |
Publication Date | October 20, 2020 |
Published in Issue | Year 2020 Volume: 24 Issue: 4 |