With the acceleration of translation activities in Turkish literature accelerated during Tanzimat period, numerous works of Western literature were translated into Turkish language. Though this gave birth to a blossoming of translation criticisms written predominantly on the translations of Western works, critical articles dealing with translations of Arabic and Persian works were also penned. Khodja Hayret of Adana’s article series is but one example of such essays. In his articles, he criticised Abdullah Hasib Efendi’s translation and commentary of Imru’ al-Qays’s Mu‘allaqa. His main points of criticism consist of a lack of knowledge; the existence of misinformation, redundant information, contradictory statements, imprecisely using of terms, incomprehensibility, disconnections, and inclusion of contextual information missing in the main text but provided in the translation. Whilst these criticisms do indeed appear to be rational, Hayret adopted an acrimonious style in his criticism and did not touch up the text’s more positive aspects, which presumably stems from a personal conflict between them.
Türk edebiyatında çeviri faaliyeti Tanzimat sonrasında ivme kazanmış, bu dönemde özellikle Batı edebiyatlarından pek çok eser Türkçeye çevrilmiştir. Bu durum söz konusu dönemde çeviri eleştirisi faaliyetinin de gelişmesini sağlamıştır. Çeviri eleştirisi alanında yazılar daha çok Batı dillerinden yapılan çeviri eserler üzerine olsa da Arap ve Fars edebiyatlarından yapılmış çeviriler hakkında da bazı eleştiri yazıları kaleme alındığı bilinmektedir. Bunlardan birisi Adanalı Hoca Hayret’in, Abdullah Hasîb Efendi tarafından yazılan İmruü’l-Kays Mualllakası Şerhi adlı tercüme ve şerhi üzerine yazdığı eleştiri makaleleridir. Bu çalışmamızın temel konusu da bu makalelerin incelenmesi oluşturmaktadır. Eleştirilerin temel odak noktaları bilgi yanlış ve eksiklikleri, gereksiz bilgilere yer verilmesi, anlatımda çelişkiye düşülmesi, terimlerin kullanımında özensiz davranılması, metindeki bağlantı kopuklukları ve anlatım bozukluklarıdır. Ana metinde yer almayan bağlam bilgilerin uzun uzadıya çeviriye yansıtılması da bir eleştiri olarak dile getirilmiştir. Söz konusu eleştiriler incelendiğinde bunların büyük oranda yerinde ve haklı olduğu söylenebilir. Ancak eleştiri yazılarında eserin olumlu yönlerine hiç değinilmemekte ve iğneleyici bir dil kullanılmaktadır. Bu durumda muhtemelen iki yazar arasındaki kişisel çatışmalar etkili olmuştur.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Literary Studies |
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | December 30, 2022 |
Submission Date | November 10, 2022 |
Acceptance Date | December 29, 2022 |
Published in Issue | Year 2022 Volume: 6 Issue: 4 |
This work is licensed under Attribution-NonCommercial 4.0 International