In this study, the historical development of the concepts of Westernism and status quoism, which are the basic characteristics of Turkish foreign policy, is examined and its transformation into an object of identity is discussed. In this regard, it is stated that Westernism and status quoism qualities in foreign policy inherited from the Ottoman Empire and formed Atatürk's foreign policy vision in the early Republican period. Following the death of Atatürk, the implementation of these principles continued and it was observed that they were strictly adhered to. Participation in the Western alliance during the Cold War, NATO membership and the ongoing European Union process proved this situation. In some periods, it is seen that the foreign policy phenomenon of the official ideology was tried to be overcome by identity centre, but these principles were generally applied. As a result, although Westernism is internally reformist and inherent to identity, it was indexed to security in foreign policy, and status quoism was surpassed to ensure security. Although the principles of Westernism and status quoism were maintained in the foreign policy understanding of the Republican People's Party, which is the representative of Kemalism, the identity approaches are dominant in the discourse of the Party texts and decision-makers in recent years. The analysis in this study was carried out using the post-structuralist theory.
Bu çalışmada, Türk dış politikasının temel nitelikleri olan Batıcılık ve statükoculuk kavramlarının tarihsel gelişimi incelenerek bir kimlik nesnesi haline dönüşümü tartışılmaktadır. Bu minvalde dış politikada Batıcılık ve statükoculuk niteliklerinin Osmanlı İmparatorluğu’ndan mirası olarak erken Cumhuriyet döneminde Atatürk’ün dış politika tasavvurunu oluşturduğu belirtilmektedir. Atatürk’ün vefatının ardından bu ilkelerin uygulanmasına devam edilmiş ve sıkı sıkıya bunlara bağlı kalındığı gözlemlenmiştir. Soğuk Savaş döneminde Batı ittifakına dâhil olunması, NATO üyeliği ve hala devam etmekte olan Avrupa Birliği süreci bu durumu kanıtlar niteliktedir. Bazı dönemlerde resmi ideolojinin dış politika olgusu kimlik merkezli aşılmaya çalışıldığı ancak genel itibariyle bu ilkelerin tatbik edildiği görülmektedir. Sonuç olarak Batıcılık, içeride reformist ve kimliğe içkin olmasına karşılık dış politikada güvenliğe endeksli olmuş, statükoculuk ise güvenliğin sağlanması için aşılmıştır. Kemalizm’in temsilcisi Cumhuriyet Halk Parti’sinin dış politika anlayışında Batıcılık ve statükoculuk ilkeleri sürdürülmekle birlikte son dönemlerde Parti metinlerinin ve karar vericilerin söylemlerinde kimliksel yaklaşımlar baskındır. Bunun analizi ise post-yapısalcı kuram vasıtasıyla gerçekleştirilmiştir.
Batıcılık Statükoculuk Türk Dış Politikası Cumhuriyet Halk Partisi Atatürk
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Tüm Sayı |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 26 Nisan 2021 |
Gönderilme Tarihi | 21 Aralık 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Cilt: 8 Sayı: 15 |
MAKALE DEĞERLENDİRME SÜRECİ
Yazar tarafından gönderilen bir makale, gönderim tarihinden itibaren 10 gün içinde dergi sekreteri tarafından makalenin, telif sözleşmesinin ve benzerlik raporunun (Turnitin programı) eksiksiz ve düzgün bir şekilde gönderilip gönderilmediği yönünden incelenir. İstenilen bu dosyalar eksiksiz ve düzgün bir şekilde gönderilmiş ise makale; ikinci aşamada derginin yayın çizgisine uygun olup olmadığı yönünden değerlendirilir. Bu süreçte makale yayın çizgisine uygun değilse yazara iade edilir. Makale yayın çizgisine uygun ise şablona uygun bir şekilde gönderilip gönderilmediği yönünden değerlendirilir. Şayet makale şablona uyarlanıp gönderilmemiş ise değerlendirme sürecine alınmaz. Bu süreçte yazarın derginin belirlediği şartlara uygun bir şekilde sisteme makale yüklemesi beklenir. Makale şablona uygun bir şekilde hazırlanıp gönderilmiş ise son aşamada makale derginin yayın ilkeleri, yazım kuralları, öz, abstract, extented abstract, kaynakça gösterimi vb. yönlerden incelenir. Bu ayrıntılarda makalede bir sorun varsa yazarın bu hususları tamamlaması istenir ve verilen süre içerisinde eksiksiz bir şekilde yeniden makaleyi göndermesi istenir.
Tüm bu aşamaları geçen makale, editör tarafından bilimsel yeterliliğinin denetlenmesi amacıyla ikinci 7 günlük süre içerisinde çalışmaya uygun iki hakeme değerlendirmeleri için gönderilir. Hakemlerin değerlendirme süreleri 15 gündür. Bu süre zarfında hakemlik görevini tamamlamayan bir hakem olursa ilgili hakeme değerlendirmeyi tamamlaması için 7 günlük ek süre verilebilir. Bu süre zarfında hakem görevini yerine getirmezse yerine yeni bir hakem ataması yapılır. En az iki hakemden gelen raporlar olumlu ise makale yayın aşamasına alınır. Hakem raporlarından birisi olumlu diğeri olumsuz ise makale üçüncü bir hakeme gönderilir. Üçüncü hakem raporu da olumsuz ise makale ret edilir. Üçüncü hakemin değerlendirmesi olumlu ise makaleyle ilgili hakem raporları dergi alan editörlerinden oluşan Editörler Kurulu tarafından incelenir. Makalenin yayınlanmasıyla ilgili nihai karar alan editörlerinden oluşan Editörler Kurulu tarafından verilir. Hakem raporlarının yetersiz ve tatmin etmekten uzak olması veya İngilizce editör tarafından abstract ve extented abstract’ın yetersiz görülmesi hallerinde de yine makaleyle ilgili son karar Editörler Kurulu tarafından verilir. Tüm bu aşamalardan geçen bir makale en yakın sayıya yayınlanmak üzere eklenir. İlgili sayıda yer kalmaması halinde makalenin yayımı bir sonraki sayıya kaydırılır. Bu durumda ve tüm değerlendirme sürecinde yazar isterse makalesini geri çekme hakkına sahiptir. Ancak bu durumu dergiye bildirmesi gerekir. Makale gönderim tarihinden makalenin yayına kabul tarihine kadar tüm bu işlemler için ortalama 3 aylık bir süre öngörülmektedir.