Motiflerin düzenli tekrar etmesiyle örüntü kompozisyonları oluşmaktadır. Doğada sıklıkla karşılaşılan örüntüler, insanlar için ilham kaynağı olarak yüzyıllardır mimari, gündelik kullanım nesneleri, tekstil ürünleri gibi birçok yüzeye uygulanmak üzere, her kültürde görsel üretim yöntemleri arasında yer almıştır. Bir kültürün kendi hikayesini aktarabildiği motif ve örüntüler, bireyleri için o kültüre ait olma hissi yaratmıştır. Bu sebeple, bir örüntünün okunabilmesi, üzerinde yer aldığı nesne ve tasarımının kültürel ve sosyal bağlamı hakkında bilgi sahibi olmayı gerektirmektedir. Geçmişin yüzey tasarımlarına ek olarak, son yüz yılda seri üretimin artışının bir sonucu olarak, ürünlerin satış ve pazarlanmasında önemli bir role sahip olan ambalaj tasarımları da söz konusu kompozisyonların taşıyıcısı haline gelmiştir. Geleneksel olarak kullanılagelmiş motiflerin ambalaj yüzeylerinde yer alması, kimlik ve menşei göstereni olarak önem kazanmıştır. Zaman içerisinde dönüşen motiflerin taşıdıkları anlamlar yer aldıkları toplumlar gibi değişmiş olsa da, çağrışımları kültürel olmaya devam etmiştir. Son on yılın tasarım trendleri arasında; yerel üretim, doğallık, zanaat üretim kalitesi, küreselleşme ile tek tipleşen pazar ortamına özgünlük katma amacıyla yer almaktadır. Bu eğilimleri yansıtabilen görseller arasında da örüntüler ön plana çıkmaktadır. Bu çalışmada motif ve örüntülerin kültürel mesajları içermesi ve saf dekoratif öğeler olmanın ötesinde iletişim işleviyle, geleneksel motifler ile yer aldıkları kültürlerin çağdaş ambalaj tasarımlarındaki kullanım ilişkileri incelenmiştir. Geleneksel motif ve örüntülerin ambalaj tasarımlarında kullanımının, ürünlere nasıl bir çağrışım ve ayrıcalık kazandırdığı sorusu, katmış olduğu anlam, yerel kültür, zanaat ve dolayısıyla kalite göstereni olması sonucu tüketiciyle arasında kurduğu duygusal bağ olarak cevaplanmıştır. Böylece yerel kültür uygulamaları korunacak ve güncel uygulamalar ile ambalaj tasarımlarında ürünlerin başlıca menşei göstereni olma özelliği de korunabilecektir.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Makaleler |
Authors | |
Publication Date | August 28, 2020 |
Acceptance Date | August 17, 2020 |
Published in Issue | Year 2020 Volume: 5 Issue: 10 |