Ses; insan, mekân ve aralarındaki ilişkide, havadaki basit bir titreşime indirgenemeyecek derinlikte bir kavramdır. Mekân; ses için bir bedene dönüştüğünde, işitsel yollarla kavranan bir bilgi kaynağı haline gelmektedir. Edinilen bu bilgiler deneyime dönüşürken, bir mekânı da bir yer haline getirmektedir. Dolayısıyla bir “beden” olarak mekânı işitmek, onu bir yer haline dönüştüren işitsel özellikleri kavramayı gerektirmektedir. Bu kavrayış aynı zamanda, bir odadan bir kente yaşanan mekânların üretilmesinde, ses olgusunun ve işitsel deneyimin ne derece önemli olduğunun farkına varılmasını sağlamaktadır. Oysaki günümüzde görme duyusunun diğer duyularla olan doğal etkileşiminden yalıtılarak, mekân tasarımı ve deneyiminde ayrıcalıklı kılındığı, bu yönde teoriye ve uygulamaya yönelik çalışmaların yoğunluk kazandığı görülmektedir. Buna karşın ses, nesnel ve tinsel özüyle bütünleşik olarak deneyimlenen mekânlar için, yeri doldurulamaz nitelikler barındırmaktadır. Bu durum fiziksel ve psikofiziksel özellikleriyle sesin incelenmesini ve mekân tasarımına yönelik verilerinin değerlendirilmesini hedefleyen çalışmaların artırılmasını gerektirmektedir. Bu doğrultuda ele alınan çalışma; fiziksel, bilişsel, psikolojik ve kültürel bağlamda sesin, insanın mekânla kurduğu ilişkide neleri ifade ettiğini ortaya koymayı hedeflemektedir. Literatür taramasıyla disiplinler arası bir yaklaşımla elde edilen veriler ses kavramının tanımlanmasına ve sesin mekân tasarımına yönelik özelliklerinin ortaya konulmasına yönelik değerlendirilmiştir. Bu özellikler, kişilik ve kimliğin aktarım aracı olarak ses; iç ve dış dünyaya ilişkin mesajların taşıyıcısı olarak ses; deneyimi olanaklı kılan araçlardan biri olarak ses başlıkları altında ortaya konulmuştur.
Sound is a deep concept that cannot be reduced to a simple vibration in the air for the human, space, and the relationship between them. When a space turns into a body for sound, it becomes an information source perceived through auditory means. While this knowledge turns into an experience, it also turns a space into a place. Therefore, hearing a space as a “body” requires realizing its aural features turning it into a place. This comprehension enables realizing how important the sound phenomenon and auditory experience are in the production of spaces lived from a room to a city. However, today, it is seen that the sense of sight is isolated from its natural interaction with other senses and is privileged in space design and experience. In this direction, theoretical and practical studies are getting more and more intensive. In spite of that sound has irreplaceable qualities for the spaces experienced with its objective and spiritual essence integratedly. This situation necessitates increasing studies aimed at analyzing sound with its physical and psychophysical features and evaluating them for space design. In this respect, the study aims to reveal what sound means in the relationship that human establish with space in a physical, cognitive, psychological, and cultural context. The data obtained with an interdisciplinary approach through literature review have been evaluated to define the concept of sound and to reveal its features for space design. These features have been revealed under several headings: Sound as a means of transmission of personality and identity, Sound as the carrier of messages regarding the inner and outer world; Sound as one of the means that make the experience possible.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 1 Eylül 2023 |
Yayımlanma Tarihi | 31 Ağustos 2023 |
Kabul Tarihi | 30 Ağustos 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 Sayı: 19 |