Abstract
Teknolojik ilerleme ve dünyadaki değişim süreci, sancılarını finansal piyasalara da beraberinde getirmektedir. Uzun yıllardır süren alışkanlıklar ve geleneksel iş yapma biçimleri, çağa uyum çabası çerçevesinde yerini yeni gelişmelere bırakmak zorunda kalmaktadır. Alışılmış olanın (“gelenekselin”) dışına çıkmak kimi zaman rekabet, kimi zaman heyecan olarak algılanmaktadır. Bu çalışma Türk bankacılık sisteminde iş yapma biçimlerinde son 15 yıldaki gelişmeleri öğrenilmiş kalıpları sorgulayarak ele almaktadır. Dijital bankacılık, geleneksel şube bankacılığına rakip ve geleneksel bankacılığın alternatifi midir, yoksa geleneksel bankacılığı destekleyen bir teknolojik gelişme midir? Geleneksel bankacılık ve dijital bankacılık madalyonun tamamen farklı iki yüzüyse dönüşüm sürecinde geleneksel bankacılık iş yapma biçimleri kaybolup yerini FinTek firmalarına bırakmaz mı? Elli beşin üzerinde dört yıllık eğitim veren finans ve bankacılık bölümü, ekonomik katma değeri olmayan iş gücünü piyasaya arz etmez mi? Burada sunulan temel sorulara cevap aramak ve dijital bankacılık ile geleneksel şube bankacılığı ilişkisini açığa çıkarmak amacıyla bu çalışma dizayn edilmiştir. Bu kapsamda Türkiye Bankalar Birliği ve Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumundan edinilen geleneksel şube verileriyle, dijital bankacılık gelişmeleri ekonometrik analize tabi tutularak değerlendirilmiştir. Phillips Perron durağanlık testi, Johansen Eş-bütünleşme testi ve Granger nedensellik testi ile dijital bankacılık ve geleneksel bankacılığın tamamen bağımsız iki ayrı gelişme alanı mı, birbiriyle iç içe geçmiş bağları bulunan bir evrim süreci mi olduğu sorgulanmıştır.