Robert Schumann, Romantik Dönemin özellikle piyano ve lied dağarına sayısız müzik eseri kazandıran bir besteci olmasının yanı sıra, yaşadığı duygu durum değişikliklerinin eserlerinin yaratılış süreçlerine olan etkileri ile müzik tarihinin hem yaratıları hem kişiliği hem de özel yaşantısı ile ilginç kişiliklerinden biridir. Ailesinde yaşanan erken ölümler, ergenlik çağından itibaren sergilediği depresif tavırları tetiklemiştir. Yirmi yaşında hukuk eğitimini yarıda bırakarak konser piyanisti olmaya karar vermesinin ardından elinin sakatlanması, hassas olan ruhsal yapısını daha da olumsuz yönde etkilemiştir.
Müzik yaşantısındaki sarsıcı oluşumlar özel hayatını da etkilemiş, “sinirsel yorgunluk” olarak da açıklanabilen nevrasteni krizlerine eşi Clara Schumann büyük destek olmuştur. Evliliklerinin en mutlu dönemi, Schumann’ın en üretken dönemini de temsil etmektedir. 1840-1841 yılı içinde bir yılda yirmi yedi yeni eser yazarken, yaşadığı rahatsızlıkların arttığı 1844-1845 yıllarında yalnızca beş eserini bitirebilmiş olması duygu durumundaki değişkenlerin bestecinin yaşantısına olan etkisini açıkça ortaya koymaktadır. Zamanla artan hastalığına paralel yarattığı değişik karakterler, bu karakterler arasındaki çatışmalar bazen sanrılar şeklinde eserlerinde de gözlemlenebilir hale gelmiştir.
Bu çalışmada, duygu durum bozukluklarının yaratıcılıkla ilişkilendirildiği bilimsel araştırmalar kapsamında Schumann’ın yaşadığı psikolojik rahatsızlıklar ve duygu durumuna ait bilgi ve bulguların eserlerine yansıması incelenmiştir.
Anahtar Kelimeler: Robert Schumann, Clara Schumann, Romantik Dönem, Romantik Dönem Müziği.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | January 27, 2021 |
Acceptance Date | December 31, 2020 |
Published in Issue | Year 2021 Volume: 7 Issue: 13 |