Toprak tuzluluğundaki artış ve kuraklık dünya genelinde özellikle
tarımsal üretim için en önemli sorunlardır. Bu gibi alanların remediasyonu için
harcanan çaba ve bütçeyle karşılaştırıldığında tuza toleranslı türler olan
halofitler ürün olarak iyi bir alternative sağlamaktadır. %0,5’den yüksek
tuzluluk şartlarında bile varlığını sürdüren halofit bitkilerin gıda, ilaç,
endüstriyel hammadde, yem ve yakıt bitkisi olarak geleneksel kullanımları
bulunmaktadır. Türkiye’de ise özellikle kıyı bölgelerinde sebze olarak
tüketilmektedirler. Ülkemizde gerek doğal gerekse insan etkisi ile oluşmuş olan
tuzlu alanlar oldukça geniş bir alanı kaplamakta ve genel olarak işe yaramaz
çorak alanlar olarak Kabul edilmektedir. Ancak bu alanlar büyük bir çaba
gerektirmeksizin halofit tarımında kullanım potansiyeline sahiptirler. Halofit
bitkilerin gıda veya herhangi bir endüstriyel ürün olarak üretilmesi bu
alanları da değerlendirecektir. Bu çalışmada gıda olarak dünya genelinde
kullanılan taksonlardan ülkemizde de doğal olarak yetişenler ve ayrıca
kullanımı olup ülkemizde akrabaları bulunan taksonlar ve potansiyel
kullanımları verilmiştir.
Increase in soil salinity and water deficiency
is important problems of the world especially in agricultural areas. Beside of
spending effort and capital for remediation of such areas, using salt tolerant
crops can be a good alternative. For saline areas halophytes are the best
candidates as a crop. They can survive in saline areas with salinity over 0.5%.
Halophytes have some traditional usages as food, medicine, industrial products,
forage and fuel. In Turkey,
especially in coastal areas some of them are consumed as a vegetable. Turkey
has large saline areas, which are accepted as wastelands, can be used for
production of halophytes without great effort. Production of halophytes as food
or any kind of industrial product also values these areas. In this study,
halophytic plants with known usage for food and have potential for agricultural
production in Turkey
are provided.
Primary Language | English |
---|---|
Journal Section | Makaleler |
Authors | |
Publication Date | December 15, 2017 |
Submission Date | June 28, 2017 |
Published in Issue | Year 2017 Volume: 27 Issue: 2 |