II. Dünya Savaşı’nın ardından yaşanan siyasi ve ideolojik zemin kaymaları savaş sonunda yeni bir dünya düzeninin oluşmasına neden olmuştur. Tarihe “Soğuk Savaş” olarak geçen bu süreçte dramatik bir şekilde değişen dünya, yüzyılın ilk yarısı biterken Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği (SSCB) tarafından kontrol edilen “iki kutuplu” güç dengesiyle yeniden inşa edilmiştir Dünya değişirken Türkiye de dönüşüm içerisindeydi. Çok partili hayata geçerek önemli bir eşiği atlayan Türkiye’de 1950’de iktidara gelen Demokrat Parti (DP), birçok alanda olduğu gibi dış politikada da farklı bir çizgi benimsemiştir. Batı çizgisindeki dış politika kimliği, DP döneminde ABD ekseninde somutlaşmıştır. ABD’nin Ortadoğu’ya ilgisini arttırdığı bu dönemde Türkiye’ye özel önem atfetmesi Türk dış politikasının bu çizgisini daha da görünür kılmıştır. Truman Doktrini ve Marshall Planı ile başlayan, Eisenhower Doktrini ile doruğa ulaşan ABD eksenli dış politika, dönemin ruhu içerisinde olağan görünse de ilerleyen süreçte Türkiye’yi ekonomi ve güvenlik sarmalında bir girdaba sürüklemiştir. Çalışmada, Ortadoğu’nun kaderini değiştiren Eisenhower Doktrini çerçevesinde DP dış politikası uluslararası ilişkiler teorileri ve tarih pratikleri ile disiplinler arası bir yaklaşımla ele alınacaktır.
Demokrat Parti Dış Politika Kimliği Eisenhower Doktrini Soğuk Savaş Türk-Amerikan İlişkileri
The political and idealogical shifts caused a new world order at the end of the World War II. When the first half of the 20th century ended, the world was reshaped under the bipolar power balance controlled by the United States of America(USA) and the Union of Soviet Socialist Republics(USSR), the era which is called as “the Cold War”. While the global system was changing, Turkey was in a political and social transition, too. In Turkey, the Democrat Party (DP), which came into power with 1950 elections which constitutes a critical milestone for multi-party system, followed a different path in foreign policy as in many other fields. The foreign policy, as an abstract concept on the Western world side, became more concrete on the USA side. As the interest to the Middle East given by the USA increased, so the importance of Turkey in this manner, the foreign policy followed by Turkey sat on more solid base. However, the USA sided foreign policy that started with the Truman Doctrine and the Marshall Plan and reached to the top level with the Eisenhower Doctrine resulted in economical and security issues for Turkey, even tough it seemed A reasonable policy to follow in that context. In this work, in the framework of Eisenhower Doctrine, the foreign policy in the era of DP is discussed in scope of “identity-security-economy” titels, handling with international relations theories and historical practises.
Eisenhower Doctrine Foreign Policy Identity The Cold War The Democrat Party Turkish-American Relations
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | November 25, 2021 |
Submission Date | June 15, 2021 |
Acceptance Date | November 8, 2021 |
Published in Issue | Year 2021 |
Journal of Atatürk Yolu is licensed under CC BY-NC-ND 4.0