Geopolitics studies the character where natural environmental conditions and geographical position characteristics determine state policies and draw and inoculate targets. In other words, geopolitics is the planning of a country's security policy according to geographic events. In this context, the geographical characteristics and the demographic structure of Ağrı have affected Ankara's security policies and the relations between Turkey and Iran. Ağrı has a special place in the boundary conflicts between the two states. This situation will continue until the settlement of the Turkish-Iranian border problem. When we look into the historical process, it is observed that the issue of the Turkish-Iranian border was firstly included in the Amasya Peace Treaty (1555) in the Ottoman Period. Later, the border line determined with the Kasr-ı Sirin Treaty signed in 1639 was conserved to a considerable extent. However, border problems could not be settled completely. In the Ottoman Period, the last Treaty was signed in 1913. In the Republican Period, too, problems went on. The events broken out on the border affected the Turkish-Iranian relations negatively.
As it is known, the demographic structures of countries are also evaluated within the geopolitical point of view. When the geopolitics of Ağrı is mentioned, not only its geographical characteristics, but also its demographic structure is of importance. Following the First and the Second Ağrı Revolts, the Third Ağrı Revolt starting in 1930 caused a crisis in the Turkish-Iranian relations. In the process of the operation starting in September 1930, the Turkish forces entered the Iranian lands and the Little Ağrı Mountain was captured. Hence, it became possible to defeat the rebels. The acceptance of this actual state by Iran would settle the security problem of Turkey in the Ağrı region. Moreover, on 23rd January, too, two treaties were signed in Teheran under the titles of "Determination of the Turkish-Iranian Border Line" and "Reconciliation, Legal Liquidation and Arbitration". Later, one more Treaty was signed on 27th May 1937 in Teheran with the aim of making a correction on the border. With this Treaty, the border problem between Turkey and Iran was settled.
Jeopolitik, doğal çevre koşullarının ve coğrafi durum özelliklerinin devlet politikasına belirlediği hedefleri çizdiği ve aşıladığı karakteri inceler. Başka bir deyişle jeopolitik, bir memleketin güvenlik politikasının coğrafya olaylarına göre planlanmasıdır. Bu bağlamda Ağrı'nın coğrafi özellikleri ve demografik yapısı, Ankara'nın güvenlik politikalarını ve Türkiye ile İran arasındaki ilişkileri etkilemiştir. İki devlet arasındaki sınır anlaşmazlıklarında, Ağrı özel bir konuma sahip olmuştur. Bu durum Türk-İran sınır sorununun çözülmesine kadar devam edecektir. Tarihi sürece baktığımızda Osmanlı Döneminde, Türk-İran sınırı konusu ilk önce Amasya Antlaşmasında (1555) yer almıştır. Daha sonra da 1639'da imzalanan Kasr-ı Şirin Antlaşmasıyla belirlenen sınır hattı önemli ölçüde korunmuştu. Ama sınır sorunları tamamen ortadan kaldırılamadı. Osmanlı Döneminde son Antlaşma 1913'te yapıldı. Cumhuriyet Döneminde de sorunlar devam etti. Türkiye-İran ilişkilerini, sınırda cereyan eden olaylar olumsuz yönde etkiledi.
Bilindiği üzere ülkelerin demografik yapısı da jeopolitik bakış açısı içinde değerlendirilmektedir. Ağrı jeopolitiği denildiğinde coğrafi özelliklerinin yanında; demografik yapısı da önem arz etmektedir. Birinci ve İkinci Ağrı İsyanlarının ardından; 1930'da başlayan Üçüncü Ağrı İsyanı, Türk İran ilişkilerinde krize neden oldu. Eylül 1930'da başlayan harekât sürecinde Türk Kuvvetleri İran topraklarına girdi ve Küçük Ağrı Dağı ele geçirildi. Böylece isyancıların yenilgiye uğratılması mümkün oldu. Bu fiili durumun daha sonra İran tarafından da kabul edilmesi, Türkiye'nin Ağrı bölgesindeki güvenlik sorununu çözecekti. 23 Ocak 1932'de de Tahran'da biri "Türk-İran Sınır Hattının Tayini" diğeri ise "Uzlaşma, Adlî Tesviye ve Hakemlik" başlıklı iki antlaşma imzalandı. Daha sonra bu sınırda bir düzeltme yapılması için Tahran'da 27 Mayıs 1937'de bir Antlaşma daha imzalandı. Bu Antlaşmayla Türkiye-İran arasındaki sınır sorunu çözüme kavuşturulmuş oldu.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | May 15, 2023 |
Submission Date | December 15, 2022 |
Acceptance Date | April 3, 2023 |
Published in Issue | Year 2023 |
Journal of Atatürk Yolu is licensed under CC BY-NC-ND 4.0