1940’lı yıllar Hindistan’a hem bağımsızlığı hem de bölünmeyi beraberinde getirdi. Aynı dönemde, yeni kurulmuş olan genç Cumhuriyet, mazlum milletlerin bağımsızlık hareketlerine sempatiyle bakmış; bunların başında, geçmişten bu yana Türk milletiyle dayanışma içinde olan Hindistan gelmişti. 1940’lı yıllar boyunca, bağımsız olması öngörülen Hindistan ile ilişkiler gelişirken, İngiltere ile dış politikada tesis edilen barışçıl ilişkiler de gözetildi. Erken Cumhuriyet Dönemi’nin tarafsız ve barışçıl dış politika ilkeleri doğrultusunda, mazlum milletlerin bağımsızlık mücadelelerine dair bir sempati öne çıkarken, ülkelerin iç içlerine karışmama ilkesi de belirleyici oldu. Bu açıdan bakıldığında, Hindistan’ın bağımsızlığı ve bölgedeki sömürgeci aktör olan İngiltere’ye yönelik tutum dış politikada kendisini nasıl göstermişti? Türkiye Hindistan’ın bölünmesi ve Hindistan ile Pakistan adlı iki ayrı devletin kurulma sürecine nasıl baktı? Sanıldığı gibi, günümüzün paradigmalarıyla değerlendirildiğinde Türkiye, Müslüman bir devletin kurulmasına olumlu mu tepki verdi yoksa bunu Hindistan için bir güç kaybı olarak mı gördü? Türkiye’nin tutumu bağımsız ve tek bir Hindistan’dan yanaysa bu dış politikadaki bir paradigma değişiminin mi ifadesidir? Bu makale, Hindistan, Türkiye ve İngiltere’deki arşiv belgeleri ve süreli yayınlar ışığında, bahsi geçen sorulara cevaplar aramaktadır. Bu anlamda makale, Pakistan fikrinin tarihsel arka planını da gözeterek Türkiye’nin hem Hindistan’ın bağımsızlığına hem de bölünmesine yönelik tepkisini Türk basını üzerinden analiz etmeyi amaçlamaktadır.
India has confronted with both independence and a partition in 1940s. In the same period, Turkey, recently shaped as a modern republic, has showed sympathy to the independence movements of oppressed nations; thus India has been at the forefront of these nations. While relations with India were developing in 1940s, the peaceful relations established with Britain in foreign policy were also taken into account. Considering the neutral and peaceful foreign policy, sympathy for the independence struggles of oppressed nations stood out while the principle of non-interference in the internal affairs of countries was also regarded. From this point of view, how did Turkey react to the partition of India and the formation of Pakistan? Considering today's paradigms, did Turkey react positively to the establishment of a Muslim state or was it regarded as a loss of power for India? Regarding Turkey's attitude supporting Pakistan today, is this an expression of a paradigm shift in foreign policy? This article seeks answers to the above questions in the light of archival documents and periodicals in India, Turkey and England. In regard to this, the article aims to analyze Turkey's point of view to the partition of India in the light of Turkish press. In accordance, the main objective of the article is to interprete Turkey's reaction to both the independence and partition of India by taking into account the historical background of the idea of Pakistan in 1940s.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | May 15, 2023 |
Submission Date | March 29, 2023 |
Acceptance Date | April 12, 2023 |
Published in Issue | Year 2023 |
Journal of Atatürk Yolu is licensed under CC BY-NC-ND 4.0