Abstract
Gerek Osmanlı Devleti döneminde olsun gerekse Türkiye Cumhuriyeti yıllarında
olsun sanatın pek çok dalına olan ilgi yoğunluk göstermiştir. Ancak bu yöndeki
gelişme ve faaliyetlerin Cumhuriyet’in ilanı ile birlikte farklılaştığı ve yeni bir
anlama büründüğü dikkat çekicidir. Modernleşme olarak da tanımlanabilen
Batılılaşma, farklı yaşam alanlarında ortaya çıkmasıyla beraber kesintisiz
tartışmaları da beraberinde getirmiştir. Kavramsal tartışmalar ve farklı bakış
açıları Osmanlı Devleti’nin son dönemlerinde olduğu gibi Cumhuriyetin ilk
yıllarında da muhtevası açısından tam olarak anlaşılamamış olan Batılılaşma
meselesini her defasında gündeme taşımıştır. Zira dönemin edebi eserleri tam da bu
ikircikli tutumu farklı yönleriyle ele alan ve bu yönde pek çok zengin çalışmayı
ortaya koyan değerler olmuşlardır. Sanat ve özellikle musiki sanatı, sanatın diğer
dallarıyla olabildiği gibi bir toplumun çağdaşlaşma ve gelişmişlik seviyesinin bir
başka yönden göstergesi olarak değerlendirilebilir. Bu nedenledir ki Mustafa Kemal
Atatürk, Cumhuriyet’in ilk yıllarında çağdaş ve modern bir toplum inşasında pozitif
bilimlerin yanı sıra sanatın neredeyse tüm dallarında gelişme ve ilerlemeyi amaç
edinmiştir.Söz konusu çalışma, yukarıda kısaca özetlenmeye çalışılan çağdaşlaşma
ve modernleşme üzerine, sanatın musiki dalında nasıl bir yol izlendiğini, Batı
Müzikolojisinin teknik olarak alınarak bu alanda bir çağdaşlaşma ve ilerlemeyi
değerlendirmektedir. Bu amaçla Osmanlı’dan Türkiye Cumhuriyeti’ne geçişte
Darülelhan’ın Konservatuara dönüşmesi tarihsel kronoloji içerisinde ele
alınacaktır.