Abstract
Osmanlı Devleti’nde XVIII ve XIX. yüzyılda yaşanan siyasi ve ekonomik
bunalımlara, üst üste kaybedilen ve toprak-itibar kaybına yol açan savaşların
gerekli kıldığı yüksek askeri harcamalar da eklenince büyük bütçe açıkları
oluşmuş ve bu durum giderek artan bir şekilde ekonomiyi sarsmaya başlamıştır.
XX. yüzyılın başlarında Kuzey Afrika ve Balkanlarda güç dengelerinin değiştiği
ve hızlı bir silahlanma yarışının başladığı günlerde, Osmanlı Devleti aleyhine
Akdeniz ve Ege’de bozulan dengelerin yeniden kurulabilmesi için donanmanın
güçlendirilmesi gerekmekteydi. Bu bağlamda ülkenin içinde bulunduğu
ekonomik zorluklar ve donanmanın yetersizliği halkı endişeye sevk etmiş ve
donanmanın yeniden modernize edilmesi yolunda çeşitli çalışmaları başlatmıştır.