Wars and internal conflicts cause irreparable destruction and mostly affect civilians. The impact of destruction is more pronounced for children, the elderly, and women, who are primarily in need of secondary persons. Currently, more than half of the world's asylum seekers are those who had to leave their country to save their lives in Syria. Displacement, which affects the society and individuals politically, socially, culturally and economically, also brings health problems. Refugees are among the most vulnerable and vulnerable groups in the health care system due to many reasons such as difficult living conditions, shelter, nutrition, violence and psychological trauma. The decrease in the comfort of life and the psychological destruction experienced by individuals who leave their living spaces forcibly increase the risk of chronic diseases such as infectious diseases, cardiovascular diseases, diabetes, cancer and lung diseases. Hospitalizations in palliative care units due to these diseases are increasing and they receive health services in better conditions than living conditions in these clinics, but deaths occur according to the severity of their diseases. The Turkey provides asylum seekers with the best possible living conditions and the most comprehensive humanitarian assistance possible. It provides all health services to the refugees both in the camps and in the settlements where they live. These refugees also benefit from palliative care services when necessary.
The aim of this study is to evaluate the asylum seeker patients who lost their lives in palliative clinics, especially as a result of cancer, diabetes and other chronic diseases, as well as to emphasize their support in the health care of our country.
Savaşlar, iç çatışmalar telafisi mümkün olmayan yıkımlara neden olup, en çok da sivilleri etkilemektedir. Yıkımın etkisi başta ikincil şahıslara ihtiyaç duyan çocuk, yaşlı ve kadınlar için daha belirgindir. Şu anda dünyadaki sığınmacıların yarısından fazlası Suriye’de hayatlarını kurtarmak için ülkelerinden ayrılmak zorunda kalan sığınmacılardan oluşmaktadır. Siyasal, sosyal, kültürel ve ekonomik açıdan toplumu ve bireyleri etkileyen yurdundan edilme durumu sağlık sorunlarını da beraberinde getirmektedir. Sığınmacılar zor yaşam koşulları, barınma, beslenme, şiddet ve psikolojik travmalar gibi birçok neden ile sağlık bakım sisteminde en kırılgan ve savunmasız gruplardandır. Kendi yaşam alanlarından zorunlu olarak ayrılan bireylerin yaşam konforlarının azalması ve yaşadıkları psikolojik yıkım, beraberinde bulaşıcı hastalıklar, kardiyovasküler hastalıklar, diyabet, kanser ve akciğer hastalıkları gibi kronik hastalıkların riskini artırmaktadır. Bu hastalıklara bağlı palyatif bakım ünitelerine yatışlar artmakta ve bu kliniklerde yaşam koşullarından daha iyi şartlarda sağlık hizmeti almakta ancak hastalıklarının şiddetine göre ölümler gerçekleşmektedir. Türkiye, sığınmacılara mümkün olan en iyi yaşam koşullarını ve kapsamlı insani yardımı sağlamaktadır. Sığınmacılar hem kamplarda hem de barındıkları iskânlarda tüm sağlık hizmetlerini sürdürmektedir. Bu sığınmacılar aynı şekilde gerekli durumlarda palyatif bakım hizmetlerinden faydalanmaktadır.
Bu çalışmanın amacı palyatif bakım kliniklerde özellikle kanser, diyabet ve diğer kronik hastalıklar sonucu hayatını kaybeden sığınmacı hastaların değerlendirilmesi ve bunun yanında ülkemiz sağlık bakımındaki desteğini vurgulamaktır.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Internal Diseases |
Journal Section | Case Reports |
Authors | |
Publication Date | August 23, 2022 |
Submission Date | July 27, 2022 |
Published in Issue | Year 2022 Volume: 2 Issue: 2 |
AIJHS journal and all articles published in AIJHS are licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial 4.0 International License.