Kur' ân Arapça olarak indirilmiş ilahi bir kitaptır. Dolayısıyla Kur'ân metninin doğru bir şekilde anlaşılabilmesi için Arap diline hâkim olmak gerekir. Bunun bilincinde olan müfessirler, ilk dönemlerden beri Kur'ân'ı tefsir edecek kişinin bilmesi gereken ilimleri sıralarken Arap dilinin önemine vurgu yapmışlardr. Başlangıçta dil bilimleri derken daha çok nahiv ve sarf gibi gramer ilimleri kastediliyor olsa da zamanla belağatın müstakil bir ilim haline gelmesiyle belağat ilmi de tefsir çalışmalarında yer almaya başlamıştır. Ancak belağat ilminin bütün tefsirlerde aynı yoğunlukta işlendiğini söylemek mümkün değildir. Belağat ilminin tefsir çalışmalarındaki konumu coğrafyaya, döneme, tefsirlerin türlerine, müfessirlerin ilgi alanlarına ve önceliklerine göre değişkenlik göstermektedir. İslam coğrafyasındaki tefsir çalışmalarının müşterek kuralları olsa da müfessirlerin neşet ettiği sosyo-kültürel ortamın tefsir anlayışlarına büyük tesiri olmuştur. Müfessirin yaşadığı coğrafyanın genel şartları hem tefsirde yaptığı yorumlara hem de tefsir yöntemindeki önceliklerini belirlemesi noktasında belirleyici olmuştur. Öyle ki, Müslümanların sekiz asrı bulan Endülüs’teki mevcudiyetleri boyunca oluşan sosyo-kültürel ortam ve bölgenin gereklilikleri, Endülüs tefsirinde doğu tefsirlerinden farklı bir yaklaşımın oluşmasına neden olmuştur. Bu farklı bakış açılarından bir tanesi de Arap dil bilimlerinden olan belâğat ilminin tefsirde hangi oranda yer aldığı hususudur. Nitekim Endülüs tefsir geleneğinde belâğat ilmi, doğuya nazaran çok fazla ön plana çıkmamış, Endülüs’te daha çok gramere ve icaza ağırlık verilmiştir. Dolayısıyla bu çalışmada üç temel dönemde incelenen bazı Endülüslü müfessirlerin tefsirlerinde belâğat ilmine ne derece yer verdikleri ve bunun altında yatan sebepler ele alınacaktır.
The Quran is a deific book being sent down in Arabic language. Hencefort, in order to understand the Quran's text correctly, it is necessary to have an Arabic language's capacity. The interpreters, who are aware of this, have emphasized on the Arabic language's importance while ranking the scholarships a person who will interpret the Quran should know. In the beginning, even though grammar scholarships like nahiv and sarf were mostly meant by linguistics the balagha's scholarship started to make reference in tafsir studies with the development of rhetoric as an separate scholarship. Nevertheless, it is not possible to say that the rhetoric scholarship is studied at the same intensity in all tafsirs. The position the balagha's scholarship in tafsir studies shows variability in compliance with geography, period, types of commentaries, interests and priorities of the commentators. Although Tafsir works in the Islamic world are common rules, the socio-cultural environment of the mufassir has had a great influence on Tafsir understanding. The conditions of the region where the mufassir lives have been effective in determining both his comments and his priorities in his commentary. As a matter of fact, the socio-cultural environment and the requirements of the region formed during the existence of Muslims in Andalusia for about eight centuries have laid the foundation for a different understanding in Andalusia interpretation than in the East. One of these differences is the degree at which the rhetoric is processed in the commentary(tafsir). As a matter of fact, in the sense of Andalusian commentary, rhetoric did not come to the fore much more than in the East, more emphasis on grammar and succinctness (i’caz) were given. In this study, some Andalusian mufassirs, who were investigated in three main periods, the extent to which included rhetoric(belagha) in their commentaries and the underlying reasons will be examined.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Makaleler |
Authors | |
Publication Date | April 30, 2021 |
Published in Issue | Year 2021 Volume: 8 Issue: 2 |