Çin’den başlayarak tüm dünyayı etkisi alan Covid-19 salgını dünya çapında havacılık sektörünü derinden etkilemiştir. Birçok ülke tarafından havayolu ulaşımını etkileyen önleyici tedbirler alınmış bazı ülkelerde ise daha radikal bir şekilde tüm uçuşlar askıya alınmıştır. Alınan kısıtlayıcı tedbirler, havacılık sektörünün son bir asırda geçirdiği en büyük sınavlardan birisini vermek zorunda bırakmıştır. 2020 yılının başından itibaren hızla artan tedbirler ve kısıtlamalar, havacılık sektöründe faaliyet gösteren şirketleri zor durumda bırakmış ve gelirlerinde ciddi bir azalma oluştururken, sabit giderleri devam etmesinden ötürü ciddi finansal kayıplar yaşamak zorunda kalmışlardır. Türk havacılık sektörü de bu salgından payını fazlası ile almak durumunda kalmıştır. DHMİ tarafından yayınlanan rakamlar incelendiğinde, Ocak 2020- Ocak 2021 döneminde iç hatlarda %56.9, dış hatlarda %69.7 ve toplamda ortalama %62.5 lik bir düşüşe işaret etmektedir. Söz konusu Türkiye’nin en büyük havalimanı ve dünyanın önemli aktarma merkezlerinden biri olan İstanbul Havalimanı değerlendirildiğinde bu oranlar daha da yüksek olduğu görülmektedir.
Bu çalışmada Covid-19 un küresel anlamda verdiği hasarlara literatür anlamında değinilirken özelde ise Türk havacılık Sektörünün karşılaştığı sorunların çalışanlar ve müşteriler açısından incelenmesi amaçlanmıştır. Nitel bir araştırma sonucu, mülakat tekniği kullanılarak elde edilen bulguların bir SWOT analizi yöntemi ile içsel faktörler açısından güçlü ve zayıf yönlerin ortaya konulması hedeflenmiştir. Bununla birlikte dış çevre faktörlerinin etkileri olarak da mevcut ortamın getirmiş olduğu tehdit ve fırsatların ortaya çıkarılması amaçlanmıştır. Covid-19 sürecinde şirketler yeni normale adapte olabilmek adına çok radikal değişikliklere gitmişlerdir. Bu alışılmamış değişikliklerin, sektörün önemli paydaşlarından olan çalışanlar ve müşteriler açısından etkilerini anlayabilmeleri, şirketlerin daha sonra oluşturacakları yönetim stratejilerine ışık tutacağı düşünülmektedir. Şirketler, yönetim stratejilerini oluştururken ilgili dönemin koşullarının getirdiği güçlü ve zayıf yönleri biliyor olmaları, daha sağlıklı karar mekanizmaları oluşturmalarına zemin hazırlamaktadır. Bununla birlikte, tehditlerin objektif bir şekilde analiz edilebilmesi, problemlerin üstesinden gelirken yol gösterici olması ve fırsatlarla birlikte rekabet avantajı sağlarken, kriz yönetimini daha verimli bir şekilde yönetileceği değerlendirilmektedir.
Araştırmada Elde edilen veriler doğrultusunda süreç boyunca çalışanların, iş yapış şekilleri bakımından veya verimlilik açısından yoğunlukla işaret ettikleri sorunlardan en fazla öne çıkanlar arasında, “maske ile çalışmanın zorlukları, bu duruma bağlı olarak oluşan iletişim problemleri, sürecin getirdiği psikolojik stres yükü, oluşan kriz sebebi ile düşen gelirler ve belirsizlik gibi konularla“ karşılaştığı belirlenmiştir. Diğer yandan yine salgın döneminde sektör oyuncuları tarafından bir dizi önlemler alınmış bu önlemler arasında da “uzaktan çalışmanın sağladığı personel motivasyonu, uçak içi havalandırma sistemlerinin kalitesinin çalışan ve müşteri deneyimine olumlu etkileri işten çıkarmaların olmaması” gibi konular ana unsurlar olarak karşımıza çıkmıştır. Araştırma sonucunda ilgili temalar tablolar halinde ayrıca sınıflandırılmıştır.
Kıbrıs Sağlık Toplum Bilimleri Universitesi
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | İşletme |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 25 Ağustos 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Cilt: 5 Sayı: 8 |