One of the main ideas of the article is the foresight that the organization of the ulama, which distinguishes itself from its counterparts in other cultures with its unique free and open-to-change structure, played a major role in the success of the Ottoman Empire. Carrying out educational activities in madrasahs, the higher educational institutions of the state, the ulama (the organization of ‘ilmiyyah) was at a level that could lead the society with its scientific accumulation, efforts to make sense of life, and universal perspectives. This article discusses whether the rapid decline of the ulama in the 18th and 19th centuries has been manipulated or not. Another issue that the article pays attention to is the intellectuals who were opposed to the ulama under the influence of Western culture after the declaration of the 1839 Tanzimat Edict. These intellectuals started to replace the ulama in the Ottoman Empire in a short time and became a kind of representatives of the Western culture. A new dilemma was that these new reformists aimed to become Westernized while preserving Islamic values in the Islamic world. The aim of the article is to examine this paradox in its historical background and to reveal what kind of effect and perception it creates on the society. "Historical research method" was used in the research. Through this method, the period that constitutes the subject of the study has been critically examined and attempted to be analyzed correctly.
Makalenin temel fikirlerinden birisi, kendine has özgür ve değişime açık yapısıyla, diğer kültürlerdeki eşdeğerlerinden farkını ortaya koyan ulemanın, Osmanlı Devleti’nin başarısında büyük rolü olduğu öngörüsüdür. Devletin yüksek eğitim kurumları olan medreselerde eğitim faaliyetlerini yürüten bu ulema (ilmiye teşkilatı); ilmi birikimi, hayatı anlamlandırma çabaları, evrensel bakış açıları ile topluma yön verebilecek seviyedeydi. Makalede ele alınan temel problem, 18. ve 19. asırlara gelince ulemada görülen hızlı prestij düşüşünün manipüle edilip edilmediğini ortaya koymaktır. Makalenin önemsediği diğer bir mesele, 1839 Tanzimat Fermanı’nın ilanından sonra daha çok Batı kültürünün etkisi ile ulemanın karşısında konuşlanan aydınlardır. Bu aydınlar kısa sürede ulemanın Osmanlı Devleti’ndeki yerini almaya başlamış ve Batı kültürünün bir nevi temsilcileri pozisyonuna gelmişlerdir. Bu yeni reformistlerin, İslâm dünyasında Müslümanlığı muhafaza ederken Batılılaşmayı amaçlamaları yeni bir ikilem oluşturmuştur. Makalenin amacı, ortaya çıkan bu paradoksu tarihsel zemininde incelemek, toplum üzerinde nasıl bir etki ve algı oluşturduğunu ortaya çıkarmaktır. Araştırmada “tarihî araştırma yöntemi” kullanılmıştır. Bu yöntemle araştırmanın konusunu oluşturan dönem eleştirel bir gözle incelenip, doğru bir şekilde tahlil edilmeye gayret edilmiştir.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Religion, Society and Culture Studies |
Journal Section | Derleme |
Authors | |
Publication Date | June 15, 2021 |
Submission Date | April 20, 2021 |
Published in Issue | Year 2021 Issue: 5 |
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial 4.0 International License.