With the acceptance of Islam by the Turks, works on Islam have been copyrighted in Turkish literature. It has become a tradition to express the desire to attain the mercy of Allah and the intercession of Prophet Muḥammad, especially in the sections of tawhid, naat, munajat and hatime in these works. Over time, verse and prose detached works, which are about intercession and asking for intercession from people whom Allah has allowed to intercede, especially Prophet Muḥammad, have been compiled. These works were separated from the religious-mystical genres and named as şefāʿat-nāme. In general, the şefāʿat-nāme texts are similar to the religious stories such as Ḥikāye-i Kesikbaş, Ḥikāye-i Deve, Ḥikāye-i Güvercin, Ḥikāye-i Geyik, Ḥikāye-i Ḳız, Ḥikāye-i ʿĪsā, Ḥikāye-i Ismāʿīl ve Ḥikāye-i Ibrāhīm, which was written in the old Anatolian Turkish period, in terms of narration and style. One of these stories, which was written in plain Turkish in order to teach the religion of Islam to the public, and in which the narration is at the forefront, is the Şefāʿat- nāme-i Yaḥyā, which we consider a type of intercession due to its content. This work, which is the subject of our study, is on pages 155a-160a of the manuscript, which is registered with the inventory number 4042 in the Manuscript Donations Department of the Süleymāniye Library and contains Süleymān Çelebī’s Wasīlat al-Najāt and many verse stories with religious content that were copyrighted in the Old Anatolian Turkish period. Şefāʿat-nāme-i Yaḥyā is written in the form of aruz prosody “fāʿilātün / fāʿilātün / fāʿilün” and in the form of mathnavī verse. In this work, which consists of 154 couplets, Prophet Muḥammad was sad and weeping for the sinful ummah, and asking Abū Bakr, ʿUmar, ʿOthmān, ʿAlī, ʿĀyşe and Fāṭima, who were in his conversation at that time, what they would do to intercede. In this article, first of all, information about intercession is given. Then, the language, form, expression and content features of Şefāʿat-nāme-i Yaḥyā are examined. Afterwards, Yaḥyā’s Şefāʿat-nāme ʿUmaroghlu’s Şefāʿat-nāme, Pir Muḥammad’s Şefāʿat-nāme and Şefāʿat-nāme, which is located between leaves 30a-34a of the manuscript registered in the Topkapı Palace Museum Library, Y. Y. 520/2, are compared. It has been tried to reveal how the same plot is expressed in the pen of different poets through a table. At the end of the article, the transcribed text of Şefāʿat-nāme-i Yaḥyā is prepared and presented to the researchers.
İslamiyet’in Türkler tarafından kabul edilmesiyle birlikte Türk edebiyatında, İslamiyet’i konu alan eserler telif edilmiştir. Bu eserlerin bilhassa tevhid, naat, münâcât ve hâtime bölümlerinde Allah’ın rahmetine ve Hz. Muhammed’in şefaatine nail olmak arzusunun dile getirilmesi bir gelenek hâline gelmiştir. Zamanla, şefaati konu edinen ve başta Hz. Muhammed olmak üzere Allah’ın şefaat etmesine müsaade buyurduğu kişilerden şefaat isteğinde bulunulan manzum ve mensur müstakil eserler telif edilmiştir. Bu eserler, dinî-tasavvufi türlerden ayrılarak şefaatnâme olarak adlandırılmıştır. Şefaatnâmelerin geneli, eski Anadolu Türkçesi döneminde telif edilen Hikâye-i Kesikbaş, Hikâye-i Deve, Hikâye-i Güvercin, Hikâye-i Geyik, Hikâye-i Kız, Hikâye-i İsa, Hikâye-i İsmail ve Hikâye-i İbrahim gibi dinî manzum hikâyelere anlatım ve üslup özellikleri bakımından benzemektedir. İslam dinini halka öğretmek amacıyla sade bir Türkçe ile kaleme alınan ve tahkiyenin ön planda olduğu bu hikâyelerden biri, muhtevasından dolayı şefaatnâme türü içerisinde değerlendirdiğimiz Şefaatnâme-i Yahyâ’dır. Çalışmamıza konu edilen bu eser, Süleymaniye Kütüphanesi Yazma Bağışlar Bölümü’nde 4042 demirbaş numarasıyla kayıtlı olan ve içerisinde Süleyman Çelebi’nin (ö. 1422?) Vesîletü’n-Necât’ı ile eski Anadolu Türkçesi döneminde telif edilen dinî muhtevalı pek çok manzum hikâyenin bulunduğu yazmanın 155a-160a sayfaları arasında yer almaktadır. Şefaatnâme-i Yahyâ, aruzun “fâ‘ilâtün / fâ‘ilâtün/ fâ‘ilün” kalıbıyla ve mesnevi nazım şeklinde yazılmıştır. 154 beyitten müteşekkil bu eserde, Hz. Muhammed’in günahkâr ümmet için üzülüp ağlaması, o esnada sohbetinde bulunan Hz. Ebû Bekir, Hz. Ömer, Hz. Osman, Hz. Ali, Hz. Ayşe ve Hz. Fatma’ya günahkâr kullara şefaat için ne yapacaklarını sorması ve onların da bu soruyu cevaplamaları tahkiye edilmiştir. Bu makalede, öncelikle şefaatnâme hakkında bilgi verilmiştir. Ardından, Şefaatnâme-i Yahyâ’nın dil, şekil, anlatım ve muhteva özellikleri incelenmiştir. Sonrasında ise Yahyâ’nın Şefaatnâme’sinde ele alınan konunun Ömeroğlu’nun (ö. 14. yy) Şefaatnâme’sinde, Pir Muhammed’in (ö. ?) Şefaatnâme’sinde, Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphanesi Y. Y. 520/2 numarada kayıtlı yazmanın 30a-34a yaprakları arasında bulunan müellifi meçhul bir şefaatnâmede de yer alması sebebiyle bu dört metin mukayese edilmiştir. Farklı şairlerin kaleminde, aynı olay örgüsünün nasıl ifade edildiği bir tablo dâhilinde ortaya konmaya çalışılmıştır. Makalenin sonunda, Şefaatnâme-i Yahyâ’nın transkripsiyonlu metni hazırlanarak araştırmacıların istifadesine sunulmuştur.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Religion, Society and Culture Studies |
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | December 31, 2022 |
Submission Date | November 1, 2022 |
Published in Issue | Year 2022 Issue: 8 |
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial 4.0 International License.