Pozitif hukukumuza ilk defa mülga (4077 sayılı) Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un 2003 yılında değiştirilen 4. maddesi ve buna dayanılarak çıkarılan bir Yönetmelik'le tartışmalı bir giriş yapan ancak 2014 yılında yürürlüğe giren (6502 sayılı) Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'da açıkça düzenlenmeyen imalatçının sorumluluğu kavramı, 2021 yılında yürürlüğe giren 7223 sayılı Ürün Güvenliği ve Teknik Düzenlemeler Kanunu'yla tekrar yasal bir temele kavuşturulmuştur. İlgili Kanun ile Avrupa Birliği'nin hem 1985 tarihli İmalatçının Sorumluluğu Yönergesi (85/374/EEC), hem de 2001 tarihli Ürün Güvenliği Yönergesi (2001/95/EC) iç hukukumuza aktarılmaya çalışılmıştır. Ancak Devlet'in piyasaya sürülecek ürünlerin asgari standartları tutması konusunda beklentilerini ortaya koyan ve imalatçılar üzerinde sürekli bir idari denetimin de ön koşulunu oluşturan ürün güvenliği kurallarıyla, ürünün piyasaya sürülmesinden sonra ortaya çıkan, ürün güvenliği kurallarıyla engellenemeyen artık riskin bir zarar doğurması durumunda bunun tazminini hedefleyen imalatçının sorumluluğu kurallarının aynı Kanun'da düzenlenmiş olması beraberinde birtakım uyumsuzlukları getirmiştir. Bu çalışmada ilgili Kanun uyarınca imalatçının sorumluluğuna ilişkin esaslar değerlendirilerek Kanun'un tartışmalı sayılabilecek bazı hükümlerinin nasıl anlamlı bir şekilde yorumlanabileceğine dair öneriler getirilmiş ve Kanun'un güncel gelişmeler karşısında eksik kaldığı yönlerine işaret edilmeye çalışılmıştır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Hukuk |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 26 Mayıs 2021 |
Gönderilme Tarihi | 21 Mart 2021 |
Kabul Tarihi | 26 Mayıs 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Cilt: 70 Sayı: 2 |