Bu makalede işletme hakkı devir sözleşmelerinin (İHDS) hukuki mahiyeti özel hukuk ve kamu hukuku ayrımını öne çıkarmayan disiplinlerarası bir bakış içinde tartışılıyor. İHDS’nin pozitif hukukumuzda aldığı biçim ve yüksek yargı kararlarına da konu olan uygulama sorunları, eleştirel perspektiften ele alınıyor. İHDS, kamusal niteliği özel hukuk yargısal rejimi içinde de gözetilmesi gereken, kamu hizmetinin özel hukuk kişilerine gördürülmesi için yapılan kendine özgü bir sözleşmedir. İHDS’den doğan uyuşmazlıklarda verilen yüksek yargı kararları özel hukuk ve kamu hukuku ayrımını öne çıkarmayan disiplinlerarası bir bakış içinde değerlendirildiğinde, İHDS’yi benzeri sözleşmelerden ayıran unsurların, kamusallık, sürelilik, kamu mallarının devredilmemesi ve kamu gücü ayrıcalıklarının devredilmemesi olduğu sonucuna varılmaktadır. Makalenin son bölümünde bu unsurlar gözetilerek Yargıtay kararları tartışılmaktadır. İHDS’lerden kaynaklanan uyuşmazlıkların adli yargıda görülmesi, bu sözleşmelerin bir kamu hizmetinin yürütülmesine ilişkin olduğu gerçeğini ortadan kaldırmamaktadır. Kamu hizmetlerinin özel kişilere rekabet halinde gördürülmesinin tercih edilmesi, bir kamu hizmetleri piyasasının oluşmasına yol açmıştır. Bu çerçevede hem sözleşme ilişkisini hem de kamu hizmeti ilkelerini dikkate alan bir yaklaşım geliştirilerek İHDS’lerin yorumlanması gerekir. Bu hukuki yorumda sözleşmelerin, kamu hizmetlerinin gördürüldüğü kamu tarafından denetlenen ve düzenlenen piyasalardaki, özellikle enerji piyasasındaki, aktörler arasında yapıldığının ve kamusallığın kamu hizmeti piyasalarının temel bir unsuru olduğunun gözetilmesi gerekir.
İşletme hakkı devir sözleşmesi kamu hizmeti özel hukuk kamu hukuku ayrımı yargısal denetim kamu hizmetleri piyasası
In this article, the legal nature of the transfer of operating rights agreements (TOOR) is discussed in an interdisciplinary perspective that does not emphasize the distinction between private law and public law. The form of TOOR in our positive (written) law and the problems of its implementation, which are also the subject of high judicial courts decisions, are discussed from a critical perspective. TOOR, is a unique contract made for the execution of public service by private legal persons, whose public nature should also be considered within the private law judicial regime. When the high court decisions in disputes arising from TOOR are evaluated in an interdisciplinary perspective that does not emphasize the distinction between private law and public law, it is concluded that the elements that distinguish TOOR from similar contracts are public nature, temporality, non-transfer of public property and non-transfer of public power privileges. In the last part of the article, Yargıtay’s decisions are discussed by considering these factors. The fact that the disputes arising from the TOOR are heard by the ordinary courts does not eliminate the fact that these contracts are related to the execution of a public service. The preference for public services to be performed by private individuals in competition has led to the formation of a public services market. In this framework, an approach that takes into account both the contractual relationship and the principles of public service should be developed and the TOOR's should be interpreted in this contex. In this legal interpretation, it should be taken into account that the contracts are made between actors in the publicly supervised and regulated markets where public services are provided, especially in the energy market, and that public nature is a fundamental element of public service markets.
Transfer of operating rights agreements public service distinction between private law and public law judicial review public services market
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Hukuk |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 19 Aralık 2022 |
Gönderilme Tarihi | 5 Mayıs 2022 |
Kabul Tarihi | 23 Kasım 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Cilt: 71 Sayı: 4 |