al-Ṭarsūsī’s Risāle-i Istidlāliyye Many logicians, starting with Aristotle’s ancient commentators such as Alexander of Aphrodisias, exclude the syllogism of equivalence (qiyās al-musāwāt) and the like from the extension of syllogism and consider them invalid. They claimed that these syllogisms do not produce by themselves as the terms of their premises semantically depend on qualification. One can argue that these logicians reached this conclusion because they limited the extension of syllogism only to Aristotle’s usage of examples of syllogism. However, others, particularly the 18th century Ottoman logicians, argued that these syllogisms produce by themselves and are valid. They contend that if rules of qualification are determined with regard to validity, then the syllogism of equivalence and the like will be valid as well. Ottoman logicians named these syllogisms qiyās ghayr mutaʿāraf (unfamiliar syllogism), and started treating them in their logic works. Risāla-i Istidlāliyya by ʿOs̱ mān b. Muṣṭafā eṭ-Ṭarsūsī is a particularly good example of this practice. In this article, first we discuss whether or not the ghayr mutaʿāraf could be included in the definition of syllogism, and then we append the critical edition of the Arabic text of Risāla-i Istidlaliyya along with its translation into Turkish
Kıyas türünün hangi fertleri kapsadığı tartışmalı olmakla birlikte şekil itibariyle kıyasa benzeyip de kıyas sayılmayan fertlerin belirlenmesi Aristoteles’in kullandığı kıyas fertleriyle sınırlı kalmıştır. Bu bağlamda öncülleri semantik kayıtlı olan kıyas şekilleri, özellikle iki öncülünde de semantik kayıt bulunan eşitlik kıyası ve benzerleri gibi, kıyasa benzeyen ancak kendiliğinden sonuç vermeyen akıl yürütme türleri olarak kabul edilmiştir. Her ne kadar Şemsuddīn es-Semerḳandī orta terimi tekrar etmeyen kıyas şekillerinin olabileceğinden bahsetse de bu durumu, Aristoteles’in şarihlerinden Afrodisiaslı İskender’den 18. yüzyıl Osmanlı mantıkçılarına kadar takip etmek mümkündür. Buna göre tek öncülü semantik kayıtlı olan kıyaslar Şayru muteʿāraf olarak isimlendirilmiş ve kıyas fertlerine ait geçerlilik şartları belirlenerek kıyasın tanımı içine dahil edilmiştir. ʿOs̱mān b. Muṣṭafā eṭ-Ṭarsūsī’nin yazmış olduğu Risāle-i İstidlāliyye bu açıdan dikkat çeken bir örnektir. Bu makalede, önce Şayru muteʿāraf kıyasın, kıyas tanımının içlemine dahil olup olmadığı ele alınmış, ardından eṭ-Ṭarsūsī’nin söz konusu risalesinin tahkikli metni ve Türkçeye tercümesi sunulmuştur
Other ID | JA87FC64BM |
---|---|
Journal Section | Research Article |
Authors | |
Publication Date | April 1, 2018 |
Published in Issue | Year 2018 |