The expression “ahl al-kitab,” which means “the people of the book, those with a scripture, and those who are given a scripture,” is used both to refer to the addressees of revelation prior to the advent of Islam and to describe a group who are literate. “The people of the book” is also referred to as “ahl al-dhikr” meaning those who have the knowledge of the previous revelations. The Qur’an used the expression “ahl al-kitab” to distinguish the Jews and the Christians, who had scriptures of divine origin, from those who had no divine scriptures at all. While Qur’an praises certain Christian “ahl al-kitab” of the period when it was revealed, it harshly criticizes them, particularly the Jewish part, in many places
Ehl-i kitap (ehlü’l-kitâb) tabiri, “kitaplılar, kendilerine kitap verilenler” ile “okuma yazma bilenleri” ifade eden Kur’anî bir kavram olup, esasen, “ilahî bir kitaba inananlar” anlamını içermektedir. Dolayısıyla bu bağlamda kendileri de bir kitap (Kur’an) sahibi olan Müslümanlara da “Ehl-i kitap” denilebilir. Ancak Kur’an’da geçen bu kavramla kastedilenlerin, Müslümanlar dışındaki kitap sahibi din mensupları olduğu açıktır. Kur’an’da, “Ehl-i kitap” anlamında, bir de, “Ehl-i zikir” (ehlü’z- zikr) tabiri kullanılmaktadır ki, bununla, Tevrat ve İncil hakkında bilgi sahibi olan Ehl-i kitap bilginleri kastedilmektedir. Kur’an, bu gibi tabirleri kullanmakla, kendilerine ilahî bir kitap verilenleri diğerlerinden ayırmakta ve onlara daha farklı bir tarzda hitap etmektedir. Böylece Kur’an, zaman zaman, özellikle bir kısım kitap ehli Hıristiyanı överken, bazen de, özellikle Yahudiler başta olmak üzere onlardan bir kısmını ise sert bir şekilde eleştiriye tabi tutmaktadır
Other ID | JA67NE97RG |
---|---|
Journal Section | Research Article |
Authors | |
Publication Date | April 1, 2010 |
Published in Issue | Year 2010 |