The first issue of Abū Ḥāmid al-Ghazālī’s (d. 505/1111) Tahāfut al-Falāsifa concerns the eternity of the world. This issue consists of four arguments defended by the falāsifa for the eternity of the world, along with a debate on these arguments. The second argument, known as the argument from time, is distinguished by its use of the concept of time to reach the conclusion that the world is eternal. In Tahāfut al-Falāsifa, two different forms of this argument are presented. In the second form of the argument from time, the relationship between possibility and time is brought to the fore, and it is concluded that time is eternal based on the possibility of the world’s existence. In this debate, structured as a dialogue between al-Ghazālī and the falāsifa, the falāsifa argue that the possibility of the existence of other worlds before a contingent world would lead to the existence of time before the world. In contrast, al-Ghazālī puts forward possible objections that argue that the existence of this possibility does not necessitate the existence of time. This article concludes that the criticisms directed at the second form of the time argument in Tahāfut al-Falāsifa provide data that casts doubt on the soundness of the argument and that the argument is insufficient to prove the eternity of the world.
Ebū Ḥāmid el-Ġazālī’nin (ö. 505/1111) Tehāfutu’l-Felāsife adlı eserinin birinci meselesi âlemin ḳıdemi hakkındadır. Bu mesele, felāsifenin âlemin ḳadīm olduğunu savunduğu dört delil ve bu delillere dair münazaradan oluşmaktadır. Zaman delili olarak adlandırdığımız ikinci delilin hususiyeti âlemin kadîm olduğu sonucuna ulaşmak için zaman kavramından yola çıkılmış olmasıdır. Tehāfutu’l-Felāsife’de, bu delilin iki ayrı şekline yer verilmektedir. Zaman delilinin ikinci şeklinde, imkân ve zaman ilişkisi gündeme gelmekte, âlemin var olma imkânına dayanarak zamanın kadîm olduğu sonucuna varılmaktadır. El-Ġazālī tarafından felāsife ile bir münazara olarak kurgulanan bu tartışmada felāsife, ḥādis bir âlemden önce başka âlemlerin var olmasının imkânının âlemden önce zamanın varlığına yol açacağını iddia etmektedir. Buna karşı el-Ġazālī, bu imkânın varlığının zamanın varlığını gerektirmediğini ileri süren muhtemel itirazları ileri sürmektedir. Bu makalede, Tehāfutu’l-Felāsife’de zaman delilinin ikinci şekline yöneltilen eleştirilerin delilin sağlamlığı konusunda şüphe oluşturacak verileri sağladığı ve delilin âlemin kıdemini ispatlama konusunda yetersiz kaldığı neticesine ulaşılmaktadır.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Islamic Philosophy, Logic |
Journal Section | Research Article |
Authors | |
Publication Date | May 31, 2024 |
Published in Issue | Year 2024 Volume: 65 Issue: 1 |
AUIFD is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial 4.0 International License.