Abstract
Fuzûlî, aruzun ustaca kullanılışı ve şiir tekniği açısından ulaşılan mükemmellik ile klasik
edebiyatın en parlak dönemi olan 16. yüzyılda yetişmiştir. O, üç dilde telif ettiği eserleriyle klasik
edebiyata yön vermiş, pek çok diğer şair için rol model olmuş ve sadece yaşadığı asırda değil
kendisinden sonra da meşhur olmuş olan büyük bir şairdir. Su Kasidesi, Fuzûlî’nin ortaya
koyduğu eserler arasında içerdiği bütün unsurların arz ettiği bütünlük açısından en çok öne
çıkan şiirlerden birisidir. Bu bütünlüğün tezahür etmesine yardımcı olan en mühim unsurlardan
birisi ise dilin kullanımıdır. Bu unsurun metin içindeki görünümlerini odak noktasına alan
yöntemler ve tasvir eden kavramlar pek çoktur. Metindilbilimsel bir kavram olan bağlaşıklık da
bunlardan biridir. Bağlaşıklık bir metnin ne anlama geldiğini değil, anlamın ne şekilde
oluşturulduğunu tasvir eden bir kavramdır. Diğer bir deyişle bir yapının metin sayılıp
sayılamayacağı hususunda diğer birkaç tanesiyle birlikte dikkate alınması gereken en temel
metindilbilimsel ölçüttür. Bu kavram kendi içerisinde de temel olarak ikiye ayrılmaktadır.
Bunlardan ilki sözcüksel, ikincisi ise dilbilgisel bağlaşıklıktır. Sözcüksel bağlaşıklık yineleme ve
eşdizimsel örüntüleme gibi iki altbaşlığa ayrılırken dilbilgisel bağlaşıklık ise gönderim, eksilti,
değiştirim, bağıntı ögeleri, zaman uyumu ve görünüş ve örtük anlatım gibi diğer bazı altbaşlıkları
içermektedir. Bu çalışmada bahsedilen başlıklar altında Su Kasidesi incelenecek ve söz konusu
şiirin bütünlüğünün oluşmasında bağlaşıklığın rolü irdelenecektir