İnsanoğlunun yaratılışından itibaren doğaya ait tüm unsurların günlük hayatın içerisinde aktif olarak kullanıldığı, ayrıca mitik düşünce ve inanışlara konu olduğu bilinmektedir. Bu bağlamda doğadaki her canlı ve nesnenin ruhunun olduğuna inanılması, her varlığın kutsal olarak algılanmasına sebebiyet vermektedir. İlkel toplulukların hafızasında yer edinen taş da çeşitli uygulamalar ve inanışlara konu olmuş; vurucu, öldürücü ve koruyucu yönü ile ön plana çıkmıştır. Ayrıca ilkel topluluklarda dünyanın yahut insanın yaratılışının taşla ilişkilendirilmesi, tapınma ve sihir-büyü işlevinin bulunması, taşın kar yahut yağmur yağdırabilmesi dikkat çeken diğer hususlardandır.
Türk inanç ve düşünce sisteminde taşın Göç Destanı’ndan itibaren çeşitli edebî metinlerde yer alması, Türk toplumundaki işlevini ve önemini gösterir. Ayrıca klasik Türk şiirinde taş, birçok deyim ve atasözü içerisinde sağlamlık ve sabitlik yönüyle de ön plandadır. Edebî metinlerde “taş dikmek” deyiminin “meclise taş dikmek” şeklinde kullanılması da dikkat çekicidir. Söz konusu kullanımın özellikle klasik Türk edebiyatının “hazan vakti” olarak nitelendirilecek son dönem metinlerinde kullanılması, deyimin tarihsel seyrine ve tarihsel seyir içerisindeki anlam çerçevesinde yer alan değişikliklere örnek oluşturmaktadır. Bu makalede taşın Türk kültüründeki öneminden yola çıkarak klasik Türk şiirindeki “taş dikmek” deyiminin kullanımına yer verilecek, Türk toplumunda yaygın yer edinmiş bir nesnenin deyimleşme süreci ve yüzyıllara göre deyimin anlam çerçevesi konu edilecektir.
It is known that since the creation of human beings, all elements of nature have been actively used in daily life and have also been the subject of mythical thoughts and beliefs. In this context, the belief that every living thing and object in nature has a soul causes every being to be perceived as sacred. Stone, which has a place in the memory of primitive communities, has also been the subject of various practices and beliefs; it has come to the fore with its striking, lethal and protective aspects. In addition, in primitive societies, the creation of the world or man is associated with stone, its function in worship and magic-witchcraft, and the ability of stone to make snow or rain are other notable issues.
In the Turkish belief and thought system, the fact that stone has been included in various literary texts since the Migration Epic shows its function and importance in Turkish society. In addition, stone is also prominent in classical Turkish poetry with its solidity and stability in many idioms and proverbs. It is also noteworthy that the phrase "stone digging", which draws attention in literary texts, is used as "stone digging". The use of this usage, especially in the late period texts of classical Turkish literature, which can be described as “hazan zaman”, is an example of the historical course of the idiom and the changes in the meaning frame within the historical course. In this article, based on the importance of stone in Turkish culture, the use of the idiom "planting a stone" in classical Turkish poetry will be included, and the idiomization process of an object that has a widespread place in Turkish society and the meaning framework of the idiom according to centuries will be discussed.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Ottoman Culture and Art |
Journal Section | Articles |
Authors | |
Early Pub Date | March 12, 2025 |
Publication Date | March 25, 2025 |
Submission Date | December 19, 2024 |
Acceptance Date | February 22, 2025 |
Published in Issue | Year 2025 |
Avrasyad''de yayınlanan makaleler, Creative Commons Atıf-Gayriticari 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY-NC 4.0) ile lisanslanmıştır. Bilimsel araştırmaları kamuya ücretsiz sunmanın bilginin küresel paylaşımını artıracağı ilkesini benimseyen dergi, tüm içeriğine anında açık erişim sağlamaktadır. Makalelerdeki fikir ve görüşlerin sorumluluğu sadece yazarlarına ait olup Avrasyad''nin görüşlerini yansıtmazlar. Kullanım Şartları ve Gizlilik Politikası