Abstract
İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra eski büyüklerin (İngiltere, Fransa) yerini yeni büyükler
olarak ortaya çıkan ABD ve SSCB almıştır. Geçmişten farklı hegemonik bir yapı geliştiren söz
konusu yeni güçler, buna bağlı olarak dünyada iki kutuplu bir uluslararası sistemin doğmasına
yol açmışlardır. Artık başat güç olma özelliğini kaybeden İngiltere ise, başını Sovyet Rusya’nın
çektiği komünist/sosyalist bloğun karşısında yer alarak ABD merkezli/eksenli politikaların bir
parçası haline gelmiştir. Hem ABD hem de İngiltere açısından SSCB’nin Avrupa’da ve başka
coğrafyalarda elde etmeye başladığı ideolojik, siyasal, askeri vb. kazanımlardan fazlasına sahip
olmasının engellenmesi son derece hayati bir mesele haline gelmiştir. Bu bağlamda,
“Çevreleme Doktrini” adıyla anılan siyasal bir doktrin oluşturulmuştur. Doktrine yansıyan en
önemli nokta ise, komünist ideoloji ile ortaya konan hedeflerin, geçmişteki Çarlık Rusya’sının
yayılmacılığını içeriyor olmasıydı. Dahası, Stalin’in dünya ile kurduğu ilişkinin tam merkezinde
de komünist ideoloji yatmaktaydı. Londra Basın Ataşeliğinden Nuri Eren ve Bülend Ecevit imzalı
gelen yazıların İngiltere’ye dair verdikleri malumatlara bakıldığında; Komünizm tehdidi, Garp
Birliği Meselesi, Yunanistan-Türkiye-İran hattı ve Asya’nın tutulması konuları ön plana çıkmıştır.
Bu çalışmamızda, İngiliz siyasi çevrelerinde ve yayınlarında ele alınmış bulunan adı geçen
konular; ifade ve hitap biçimleri korunarak verilmeye çalışılmış ve bilhassa Türkiye’nin iki
kutuplu mücadelede ne denli hayati önemi haiz olduğu bilgisi teyit edilmiştir. Çalışmanın
başlığından da anlaşılacağı üzere, sadece İngiliz siyasetçilerinin yaklaşımlarına ve
argümanlarına yer verilmiş olup, Türkiye’nin yazılar karşısında ne yaptığı konusuna
değinilmemiştir.