Cities formed as a result of the development of
settlement cores formed by the instinct of living together are considered as
the most important invention of human history. The physical design of the open
or closed spaces formed in the city, which is the center of a very rich network
of relations, was realized by the profession defined by the name of
architecture. Being the cradle of civilization, the city is an important place
reflecting the sum of cultural, social and artistic accumulations in which the
history of civilization is read. The Turks, which enriched the understanding of
Islamic cities, revived the geography of Anatolia and made the people prosper. In
order to ensure security in Anatolia, the castles lost their importance and the
city's textures began to develop outside the walls. Thanks to the establishment
of trust, trade has developed and the people have lived in peace and
tranquility. With the conquest of
Istanbul, the Ottomans who took over the heritage of the Seljuks changed the
course of not only Turkish history but also world history. They decorated the
cities like İznik, Bursa, Edirne and İstanbul with the original structures of
Ottoman architecture.It is of great importance to preserve and maintain
the historical monuments and architectural monuments in the city. In this
respect, in order for the ancient city tissues to survive in a healthy way, the
society must have a conservation awareness. This awareness can only be developed
through a cultural policy to be implemented in this field.
Bir arada yaşama içgüdüsüyle oluşan yerleşme çekirdeklerinin
gelişmesi sonucu meydana gelen şehirler, insanlık tarihinin en önemli icadı
sayılır. İnsanların ortaya koyduğu çok zengin ilişkiler ağının merkezi olan
şehirde oluşan açık veya kapalı mekânların fiziksel tasarımı, mimarlık adı ile
tanımlanan meslek tarafından gerçekleştirilmiştir. Uygarlığın beşiği olan
şehir, uygarlık tarihinin de okunduğu kültürel, sosyal ve sanatsal birikimlerin
toplamını yansıtan önemli mekânlardır. İslami şehir anlayışını zenginleştiren
Türkler, Anadolu coğrafyasını canlandırarak halkı refaha kavuşturmuşlardır. Anadolu’da
güvenliğin sağlanması üzerine kaleler önemini kaybetmiş, şehir dokuları
surların dışında gelişmeye başlamıştır. Güvenin sağlanması sayesinde ticaret
hayatı gelişmiş, halk huzur ve barış içinde hayatını sürdürmüştür. Selçukluların mirasını devralan Osmanlılar İstanbul’un
fethi ile sadece Türk tarihinin değil, dünya tarihinin de seyrini değiştirmişlerdir.
İznik, Bursa, Edirne ve İstanbul gibi şehirleri, Osmanlı mimarisinin özgün
yapıları ile süslemişlerdir. Şehirde oluşan mimarlık abideleri ile tarihî
dokuların korunup yaşatılması büyük önem taşımaktadır. Bu bakımdan kadim şehir dokularının sağlıklı bir şekilde
yaşatılması için, toplumun koruma bilincine sahip olması gerekir. Bu bilincin
geliştirilmesi de ancak bu alanda uygulanacak bir kültür politikası ile
mümkün olabilir.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Architecture |
Journal Section | Opinion Articles |
Authors | |
Publication Date | January 31, 2020 |
Acceptance Date | January 29, 2020 |
Published in Issue | Year 2020 Volume: 1 Issue: 1 |