İnsanoğlu tarihin başlangıcından beri duygu ve düşüncelerini ifade edebilmek için çeşitli enstrümanlardan yararlanmıştır. Dünyaya gelen her bireyin içine doğduğu kültür ve coğrafya farklı olduğundan onların kendisini ifade edebilmek için yararlandıkları yöntemleri kullanış biçimlerinde de ayrılmalar ortaya çıkmıştır.
İnsanlığın dili kullanmayı öğrenmesiyle birlikte kişiler arası iletişim artmış, duygu ve düşüncelerin dile getirilmesi kolaylaşmıştır. Ancak her bireyin karakteri farklı olduğundan dili kullanış biçimlerinde de değişiklikler olması kaçınılmazdır. İşte bireylerin dillerinde oluşan bu özel ve kişisel anlatış tarzına üslup diyoruz.
Kadın ve erkek cinsiyetlerini belirleyen özellikler incelendiğinde onların biyolojilerinden ileri gelen farklılıkların düşünce ve davranışlarına da yansıdığı görülmektedir. Bu cinsiyetten kaynaklanan farklılıklar aynı zamanda dili kullanma yetenek ve işlevleri bakımından da ele alınabilir mi? Kadın ve erkek dili olarak adlandırabileceğimiz aynı dil kullanıcılarının genelleşmiş üslup farklılıklarından söz edilebilir mi? Kulanım farklılıkları -varsa- dil bilgisel farklılıklar da yaratır mı?
Bilindiği gibi sıfatlar kurduğumuz cümlelerin daha iyi tanımlanmasına yardımcı olurlar. Hem iç dünyamızı hem de dış dünyayı daha iyi algılamamızı ve karşı tarafa yansıtmamızı sağlarlar. Bu durumda yazarların toplumsal cinsiyet farklılıklarının yansımalarını da en iyi sıfatları kullanım tarzları üzerinden görebiliriz.
Bu çalışmada Türk edebiyatının iki önemli çağdaş yazarının eserlerinden faydalanılarak kadın ve erkek edebiyatçıların bakış açıları sıfat tamlamalarının kullanımı üzerinden değerlendirilmeye çalışılmıştır. Emine Işınsu’nun Çiçekler Büyür romanı ile Orhan Pamuk’un Cevdet Bey ve Oğulları adlı romanından ilk otuz sayfadaki sıfat tamlamaları incelenerek yazarların üsluplarındaki farklar hakkında ipuçları değerlendirilmiştir.
Trakya Üniversitesi
Bütün Emeklerinden dolayı F. Sibel Bayraktar hocama teşekkürlerimi sunarım.
Human beings have benefited from various instruments to express their feelings and thoughts since ancient times. Since the culture and geography in which every individual come to the world is different, there have been differences in the way their use of methods to express themselves.
As humanity learned to use language, interpersonal communication increased and it became easier to express feelings and thoughts. However, since each individual's character is different, it is inevitable that there will be changes in the way they use the language. We call this special and personal narrative that occurs in the language of individuals as style.
When the features that determine the gender of men and women are examined, it is seen that the differences arising from their biology are also reflected in their thought pattern and behavior. Can the differences arising from gender also be considered in terms of language skills and functions? Can we mentioned about the generalized stylistic differences of the same language users, which we can call the female and male languages? Do the differences of use make also grammatical differences, if any?
As is known, adjectives help to define the sentences better. They enable us to perceive both our inner and outer world better and reflect them to the otherside. In this case, we can see the reflections of the gender differences of the authors through their use of adjectives.
In this study, we tried to evaluate the perspectives of male and female literary figures through the use of adjective clauses by the works of two important contemporary writers of Turkish literature. We examined the adjective phrases in the first thirty pages of Emine Işınsu's novel "Flowers Grow" and Orhan Pamuk's "Cevdet Bey and Sons", and tried to evaluate the clues about the differences in the styles of our writers.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Language Studies |
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | December 27, 2021 |
Published in Issue | Year 2021 |