Basın izlediği yayın politikası ile Türk siyasi hayatının algılanmasında ve yorumlanmasında önemli rol oynamıştır. Tek parti döneminde tek sesli bir basının varlığı söz konusu iken siyasi partilerin çeşitliliği ile basın yeniden şekilleneceği bir dönem girmiştir. Çok partili hayata geçişle birlikte canlılık kazanan siyasi hayata yayın politikası ile renklilik katan basın, kamuoyu oluşturma aracı olarak değer kazanmıştır. İzmir yerelinde muhalefetin yeniden şekillendiği 12 Nisan 1946 yılında İzmir gazetesi kuruldu. 25 Aralık 1946 tarihi itibariyle Demokrat İzmir gazetesi ismiyle yayın hayatına devam eden gazete, muhalefetin sesi olarak varlık göstermiştir. Demokrasi rejiminin işlerlik kazanması için tek parti rejimine karşı çıkan bu muhalif tavrın bedelleri olmuştur. İzmir yerelinde yükselen Demokrat İzmir gazetesinin muhalif söylemleri DP’ye karşı kamuoyu oluşturmada etkin bir rol oynarken izlediği yayın politikası ile CHP iktidarının yakın takibine girmiştir.
Demokrat İzmir gazetesi kurulduğu ilk günden itibaren, kurucuları, yayın kadrosu ve izlediği yayın siyaseti ile 1955 yılının sonuna kadar Demokrat Parti’nin yarı resmi yayın organı gibi faaliyet göstermiştir. Gazete ve iktidar arasındaki ilk kırılma 1950 yılında ortaya çıkmıştır. İlerleyen süreçte DP İzmir yerel yönetimi ile arasında yaşanan gerginliğe DP’nin muhalefet tanımaz tavrı, antidemokratik kanunları, partinin tüzük ve programından uzaklaşması gibi nedenler eklendi. Demokrasi mücadelesinde rejimin işlerliği için destek verdiği DP’nin antidemokratik faaliyetleri neticesinde Demokrat İzmir gazetesi artık iktidara karşı çıkış olarak muhalefet bayrağını yeniden eline aldı.
1955 yılının sonlarından itibaren DP iktidarına muhalif tavrı ile başkaldıran Demokrat İzmir gazetesinin Türk siyasi hayatına yansıması, izlediği yayın politikasıyla kamuoyu oluşturma çabası içerik analizi ile ortaya konmuştur. Muhalif bir basın olarak dönemin siyasal, sosyal ve ekonomik sorunları muhalif bir basının gözünden ele alınmıştır. Gazetenin muhalefete geçmesi ile iktidar tarafından uygulanan baskılar dönemin basın tarihini anlamamız noktasında ışık tutmaktadır. Demokrat İzmir gazetesi basına getirilen yayın yasaklarını bir şekilde delerek yayınlamıştır. Yayın yasağına uymadığı gerekçesi ile hakkında davalar açılmış, zaman zaman sayfaları toplatılmıştır. İktidarın baskı gücünü elinde tuttuğu bu dönemde gazeteye yönelik baskı uygulamaları bunlarla da sınırlı kalmayıp, resmi ilanları kesilmiş, kâğıt sıkıntısı yaşamış, matbaası yakılmıştır. Sivri dili nedeniyle kapatılmasına karar verilmiş, basın mensupları hapse atılmıştır. Bu yönüyle gazete hem CHP hem de DP iktidarı tarafından kapatılan nadir basın organlarından biri olmuştur. Kısacası Demokrat İzmir gazetesi muhalif bir basının başına neler gelebileceğine yönelik örnek teşkil etmektedir. Deyim yerindeyse Demokrat Partilerce tam bir baş belası olan Demokrat İzmir gazetesi izlediği yasak tanımaz yayın politikası ile o dönemde İzmir’de en çok okunan gazetelerden biri haline gelmiştir. Ayrıca İzmir’de dönemin geri iadesi en az gazetesi olmuştur.
Demokrat Parti iktidarının antidemokratik uygulamaları 27 Mayıs 1960 yılında askeri müdahale ile sonuçlandı. Demokrat Parti iktidarından en çok çeken gazetelerden biri olarak Demokrat İzmir 27 Mayıs’ı kurtuluş olarak görmüştür. 27 Mayıs hareketinin İzmir’deki savunucusu olan Demokrat İzmir gazetesi müdahale ile birlikte DP iktidarına karşı vermiş olduğu mücadelede başarılı olmuş oldu. DP lehine konuşmanın yasak olduğu 1960’lı yıllarda Demokrat Parti’yi neredeyse her gün sert bir dille eleştirerek müdahaleyi haklı göstermek ve halka mal etmek için çaba göstermiştir. Yasasıda davalarından biri olan Demokrat İzmir Gazetesi Davası’nın devam ettiği günlerde Demokrat Partililerin idamı edilmesi için kamuoyu oluşturma gücünü kullanmıştır. Duruşmaların yapıldığı dönemde izlediği sert yayın siyaseti ile adeta DP’den intikam almıştır. Yassıada davalarının bir an önce karara bağlanıp siyasi mahkûmların idam edilmesi gerektiğini savunur. Nitekim davaların uzun sürmesi ile müdahalenin halk nazarında meşruluğunu kaybedeceği fikrindedir. Yassıada duruşmalarının sona erip idam kararlarının alınmasına ise “bir varmış, bir yokmuş” deyimi ile yorumlamıştı.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Research Article |
Authors | |
Publication Date | July 1, 2020 |
Submission Date | April 9, 2020 |
Acceptance Date | June 9, 2020 |
Published in Issue | Year 2020 Volume: 2 Issue: 20 |