Darbeler devrimlerden farklı olarak içinde şiddet barındıran köklü değişikliklerin hedeflenmediği mevcut düzende meydana gelen çatlakların giderilmesi için ortaya çıkan eylemler olmuştur. Darbelerin sosyal, siyasi ve iktisadi olmak üzere birçok sebebi olabilir. Darbelerin gerçekleştiği ülkeler genel itibariyle az gelişmiş ya da sistemsel sorunları olan yani mevcut düzeninin temellerinin sağlam atılmadığı ülkeler olmuştur. Orta Çağ boyunca hâkim olan krallık ya da monarşi yönetimleri zamanla toplumlara hitap etmeyen kurumlar haline gelmişlerdir. Yakın ve Yeni Çağ itibariyle değişmeye başlayan yönetim şekilleri birçok devletin dağılmasına neden olmuş yeni sitemleri ise genel olarak ulusal kimlikle ve halkın doğrudan yönetime dâhil edildiği parlamenter sistemler oluşturmuştur. Avrupa’nın yaklaşık yüz yıl önce geçmeye başladığı sistemlere Doğu dünyası ayak uyduramamış sistem değişikliklerinde geç kalınmıştır. Bu durum da Avrupa’nın Orta ve Yakın Çağlar boyunca yaşadığı bunalımların Doğu dünyasına taşınmasına neden olmuştur. Günümüzde dahi birçok Ortadoğu ülkesi benzer yönetim anlayışlarından kaynaklı bunalımlar yaşamaktadır. Yakın geçmişinde Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin yaşadığı siyasi ve askeri darbelerin yanı sıra birçok Arap ülkesinde de benzer durumlar yaşanmıştır. Hala etkisini sürdüren Arap Baharı da bu duruma genel bir örnek teşkil etmektedir. 1920’li yılların başında Türkiye Cumhuriyeti kurulurken demokratik ve ulusal yönetimin ilk gereği olan partilerin kurulup halkı bu oluşumların temsil etmesi hedeflenmiştir. Gazi Mustafa Kemal Atatürk kurulan sistemin askeri vesayetten uzak tutulması için elinden geleni yapmış sivil-asker dengesini korumuştur. Cumhurbaşkanlığı döneminde birçok silah arkadaşı ile ters düşmüş, ömrü boyunca gerçek bir muhalefet partisi oluşumunu desteklemiştir. Gerek toplumun buna hazır olmaması gerekse Osmanlı Devleti’nden kalan askeri geleneğin etkisinin kırılmasının zaman alması tam anlamıyla demokratik bir düzene geçilmesinin önünü kesmiştir. Nitekim Mustafa Kemal Atatürk döneminden sonra da benzer bunalımlar yaşanmıştır. 1950’li yıllar Türkiye’de çok partili hayata geçilen dönemin başlangıcını oluştururken askerin de mevcut düzen adına gözlerin iktidar partisine çevrildiği ya da mevcut iktidarı baskılamaya başladığı dönemin temellerini atmıştır. İktidarda bulunan hükümet partilerinin sınırsız güce kavuştuğu, Atatürk ilke ve inkılaplarına aykırı hareket edildiği düşünceleri ve yönetimde bulunan partinin mevcut düşüncenin dışında hareket ettiği algısının oluşması askeri müdahaleleri beraberinde getirmiştir. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde gerçekleşen darbeleri sadece iç sebepleri ile açıklamak yanlış olduğu gibi toplumun buna hazır olup olmadığının da göz ardı edilmesi yanlış olacaktır. Bu durum Doğu toplumlarına sistem değişikliklerinin geç gelmesi ile açıklanabilir. Her toplumun zaman içerisinde yaşadığı dönüşüm evresi Doğu toplumlarına yirminci yüzyıl itibariyle yansımaya başlamış bu değişimin ilk meşalesini Türk halkı yakmıştır. Toplumun hazırbulunuşluk düzeyinin gelişmesi bir diğer ifade ile toplumun bütün kesimlerinin ülke yönetiminde temsil edilebilmesi demokratik yönetim anlayışı ve geleneğinin geliştiğini gösterecektir.
Anahtar Kelimeler: Darbe Sistem Demokrasi Toplum Cumhuriyet. Anahtar Kelimeler: Darbe, Sistem, Demokrasi, Toplum, Cumhuriyet.
Unlike revolutions, coups were actions that emerged to eliminate cracks in the existing order, in which radical changes containing violence were not targeted. Coups can have many reasons, including social, political and economic. The countries where the coups took place were generally underdeveloped or had systemic problems, that is, the foundations of the current order were not well laid. During the Middle Ages, the kingdom or monarchy administrations have become institutions that do not appeal to societies over time. The forms of government that started to change as of the Near and New Ages caused the disintegration of many states, and the new systems were generally formed by national identity and parliamentary systems in which the people were directly included in the administration. The eastern world could not keep up with the systems that Europe started to pass about a hundred years ago, and it was late in the system changes. This situation caused the depressions that Europe experienced during the Middle and Modern Ages to be transferred to the eastern world. Even today, many Middle Eastern countries are experiencing depressions stemming from similar management approaches. In addition to the political and military coups experienced by the Republic of Turkey in its recent past, similar situations have been experienced in many Arab countries. The Arab Spring, which still maintains its influence, is a general example of this situation. When the Republic of Turkey was established in the early 1920s, it was aimed to establish parties, which is the first requirement of democratic and national administration, and represent the people by these formations. Gazi Mustafa Kemal Atatürk did her best to keep the established system away from military tutelage and maintained the civil-military balance. During her presidency, she clashed with many of her comrades and supported the formation of a true opposition party throughout her life. Both the society's not being ready for this and the fact that it took time to break the influence of the military tradition inherited from the Ottoman Empire prevented the transition to a fully democratic order. As a matter of fact, similar depressions were experienced after the period of Mustafa Kemal Atatürk. While the 1950s marked the beginning of the multi-party system in Turkey, it also laid the foundations of the period when the military turned its attention to the ruling party in the name of the current order or started to suppress the current government. The thoughts that the ruling parties gained unlimited power, that they acted contrary to Atatürk's principles and reforms, and the perception that the ruling party acted outside the current thought brought military interventions. It is wrong to explain the coups that took place in the history of the Republic of Turkey with only internal reasons, and it would be wrong to ignore whether the society is ready for it or not. This situation can be explained by the late arrival of system changes in Eastern societies. The transformation phase that every society has experienced over time has begun to reflect on Eastern societies as of the twentieth century, and the first torch of this change has been lit by the Turkish people. The development of the readiness level of the society, in other words, the representation of all segments of the society in the administration of the country will show that the understanding and tradition of democratic management has developed.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | December 31, 2021 |
Submission Date | November 10, 2021 |
Published in Issue | Year 2021 Volume: 3 Issue: 2 |