Yaklaşık olarak XVII. yüzyılda Avrupa’da ortaya çıkan modernite; Aydınlanma ile birlikte, Batı’nın askerî, ekonomik ve kültürel hâkimiyetine ve siyasî yayılmacılığına paralel olarak tüm dünyayı etkisi altına alan değerler sistemi olarak tanımlanmaktadır. Bilindiği gibi; akılcılık, pozitif bilim, hümanizm, demokrasi, bireycilik ve sekülerizm bu sistem içinde en önde gelen değerlerdir. Batı’nın siyasî, askerî, ekonomik ve kültürel hegemonyası altında tarihinin en büyük krizini yaşayan İslâm dünyası, Avrupa’dan gelen ve yabancısı olduğu bu büyük tehdide karşı çeşitli psikolojik reaksiyonlar göstermiştir. Bu tavırlar genel olarak, apolojik/savunmacı ve adaptasyoncu olmak üzere iki temel kategoride değerlendirilebilir. Bu yazıda; adaptasyoncu, diğer bir deyişle İslâm dünyasının yaşadığı bunalıma Batı’yı taklit ederek ve onun değerler sistemine uyum sağlayarak çözüm bulmaya çalışan modernleşmeci İslâm entelektüelleri ve bu düşüncenin Kur’an yorumunda yol açtığı komplikasyonlar olarak Kur’ancılık ve tarihselcilik yaklaşımları ele alınacaktır. Bu makalede, söz konusu iki yaklaşımın, İslam dünyasının içinde bulunduğu krize çözüm olarak sunulan modernite değerleriyle uzlaşı anlayışının doğurduğu menfi sonuçlardan olduğu örnekleriyle gösterilmeye çalışılacaktır.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Makaleler |
Authors | |
Publication Date | June 15, 2021 |
Submission Date | November 11, 2020 |
Published in Issue | Year 2021 Volume: 8 Issue: 1 |