İslam ilim geleneğinde Hz. Peygamber’i gören onunla birlikteliğe sahip olan kimseler sahâbe tabakası altında zikredilmiştir. Ancak her disiplinin sahâbî algısı farklıdır. Bazıları sahâbî kelimesinin lafzi manasını, yani Hz. Peygamber’le bir an bile birlikte olmayı dikkate alarak kısa süreli görüşmeyi bir kimsenin sahâbe tabakasına dahil olması için yeterli görmüştür. Diğerleri ise sahâbî kelimesinin lafzi manasından daha çok örfî anlamı göz önünde bulundurarak Hz. Peygamber’le uzun süre birlikteliğe sahip kimselerin bu tabaka altında zikredilmesi gerektiğini belirtirler. İlk dönem âlimleri kendilerine ait hususi tanımlar üzerinden sahâbe tabakasını tespit etme yolunu tercih etmişlerdir. Ancak daha sonraları bu hususi tanımlar terk edilmek suretiyle daha genel tarifler yapılmaya başlanmıştır. Söz gelimi âlimler eserlerinde kendi tanımlarını zikretmek yerine usûlcü-hadis ehli tanımı şeklindeki umumi tariflere değinmek suretiyle bir sahâbe tasavvuru oluşturmuşlardır. Onlar umumi olarak zikredilen bu tanımlardan kendi bakış açılarına veya metodolojilerine uygun olanını tercih etmişlerdir. Nitekim bu bakış açısına göre, hadis ehli bir kimsenin sahâbe olarak kabul edilebilmesi için Hz. Peygamber’le kısa süre birlikteliği yeterli görürken, usûlcüler ise bu birlikteliğin uzun süreli olmasını gerekli kabul etmişlerdir. Klasik dönem sonrası eserlerde bu ikili tasnifle verilen sahâbe tanımlarının ülkemizde telif edilen akademik metinlerde de büyük oranda devam ettirildiği tespit edilmiştir. Bu çalışmada ikili tasnifle yapılan bakış açısı sorgulanmış ve bu yargının en azından usûlcüler cihetiyle genel geçer bir kanaat olmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Zira Hanefî usûl eserleri bağlamında literatür taraması yöntemi dikkate alınarak yapılan bu çalışmada birçok Hanefî usûl müellifinin kısa süreli birlikteliği sahâbî isimlendirmesi için uygun gördüğü tespit edilmiştir. Hanefî usûlcülerinin sahâbe tanımlarına dair bakış açılarının ortaya konmasında bütüncül bir yaklaşım takip edilmiştir. Bu doğrultuda klasik dönem Hanefî usûl müellifleri olarak nitelenen Cessâs (ö. 370/981), Debûsî (ö. 430/1039), Saymerî (ö. 436/1045), Pezdevî (ö. 482/1089) ve Serahsî (ö. 483/1090 [?]) dışındaki sonraki dönem temsil kabiliyeti yüksek müstakil, şerh ve memzûc tarzda telif edilen usûl müellifleri de dikkate alınmıştır. Geniş bir zaman diliminde birçok Hanefî usûlcüsünün sahâbe tanımlarına odaklanılmak suretiyle gerçekte usûl müelliflerinin tamamının bu şekilde bir bakış açısına sahip olup olmadığının sorgulanması amaçlanmaktadır.
In the Islamic scientific tradition, people who saw the Prophet and were associated with him are mentioned under the category of companions. However, each discipline has a different perception of the companions. Some have taken into account the literal meaning of the word 'Companion', i.e. being with the Prophet for even a moment, and considered a brief meeting with the Prophet sufficient for a person to be included in the generation of companions Others, on the other hand, consider the customary rather than the literal meaning of the word "Companion" and state that those who had a long association with the Prophet should be mentioned under this category. Scholars in the early periods put forward their own independent definitions of companions. However, later on, authors began to include definitions of companions in their works, such as the definition given by scholars of uṣūl al-fiqh-the definition given by the scholars of ahl-i hadith. They identified short-term togetherness with the scholars of ahl-i ḥadith and long-term togetherness with the definitions of the uṣūl al-fiqh. These definitions, which are generally put forward with a stereotypical binary classification, are continued in the same way in academic studies published today. In this study, by following the literature review method, the general judgment mentioned above was examined by examining the companion definitions of the uṣūl al-fiqh scholars, especially the Ḥanafi usûl authors. According to this, which was carried out by taking into account the literature review method on Ḥanafi uṣūl al-fiqh books, it was determined that many scholars of Ḥanafi uṣūl al-fiqh, contrary to popular belief, considered short-term companionship appropriate for naming companions. A holistic approach was followed in revealing the Ḥanafi scholars' perspectives on the definitions of companions. For example, apart from Jassâs, Dabusī, Saymarî, Pazdawī and Sarakhsī who are described as Ḥanafi uṣūl al-fiqh authors of the classical period and the later period uṣūl al-fiqh authors were also taken into consideration.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Hadith |
Journal Section | Makaleler |
Authors | |
Publication Date | June 15, 2024 |
Submission Date | March 11, 2024 |
Acceptance Date | May 8, 2024 |
Published in Issue | Year 2024 Volume: 11 Issue: 1 |