Öz:
Felsefeciler, özellikle hukuk felsefecileri, genelde
hukukun en temel idesi olarak niteledikleri adaletin tanımlanmasının zor, hatta
imkânsız olduğunu ifade etmişlerdir. Müslüman bilginler açısından ise adalet esas
itibariyle tanımlanabilir ve gerçekleştirilebilir bir şeydir.
“Adalet nedir?” sorusuna, İslam bilginleri
genel olarak “Adalet dengedir, orta noktadır.” cevabını vermişler ve bunu
temelde biri bireysel diğeri toplumsal olmak üzere belli başlı iki düzey
açısından birbirini tamamlar mahiyette açıklamışlardır.
Bireysel
düzeydeki denge daha çok ahlaki erdem bağlamında insanın şehevî, gazabî ve
behîmî arzularının ifrat ve tefritten uzak olarak denge noktasında, orta bir
seviyede tutulması anlamında alınır. Üç temel ahlaki erdem kabul edilen hikmet,
iffet ve şecaat, bunların aşırı uçlarından kaçınarak sağlanabilmekte ve bu
dengenin sağlanması adalet sonucunu vermektedir.
Üç temel erdemin ifrat ve tefritten korunması
durumunun adalet olarak nitelendirilmesinde olduğu gibi zarûrat-ı hamse
denilen ve korunması şeriatın amacı olan beş temel değerin (can, din, akıl, mal
ve nesil) korunup gerçekleştirilmesi de toplumsal-hukuki adalet sonucunu
vermektedir. Bu bakımdan beş temel değer arasında adaletin özellikle sayılmasına
gerek duyulmamış, belki de korunması amaçlanan beş temel değerin gerektiği
biçimde korunması durumunda adaletin gerçekleşmiş olacağı düşünülmüştür.
Kur’an’daki kullanımlardan ve İslam bilginlerinin ona
atfettikleri anlam ve getirdikleri yorumlardan hareketle “adalet”in içeriğini
belirlemek ve bu içeriğin İslam bilimlerine ve özellikle fıkha nasıl
yansıdığını tespit etmek ve bu tespitler üzerinden İslam bilginlerinin adaleti
gerek birey gerekse toplum açısından nasıl gözle görülür, elle tutulur ve gerçekleştirilebilir
bir şey haline getirdiklerini ortaya koymak bu yazının temel amacını
oluşturmaktadır
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Nisan 2018 |
Gönderilme Tarihi | 4 Nisan 2018 |
Kabul Tarihi | 16 Nisan 2018 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2018 Cilt: 2018 Sayı: 35 |