يهدفُ البحثُ إلى تقديم وجهة نظر في الطّريقة التي
يراها مُثلى لتحليل الصّورة البلاغيّة تحليلًا فنيًّا يتناولُ عمليّةَ إبداع
الصّورة من جهة، وأثرَ هذه الصّورة في المتلقّي من جهة أخرى.
وقد بدأ البحث بمقدّمة حول إشكاليّة دراسة الصّورة
البلاغيّة، ثم مبحثٍ أوّل بعنوان: أثر الصّورة في الخطاب الأدبيّ، ومبحث ثانٍ
بعنوان: الصُّورة الموهِمةُ بينَ مُحاكاة العالَم الخارجيّ، ومُحاكاة عالَم
الشُّعورِ والوجدان الدّاخليّ، ثمّ خاتمة البحث وتوصياته.
Edebî imge, yaratıcının vizyonunu yansıtan, alıcıyı etkisi altında bırakan ve estetik bir düzene uygun olarak şekillenen sembollerle iç içe geçmiş sanatsal bir ilişkiler ormanıdır. Bu imge örgüsü içerisinde şairin etrafındaki evren, insan ve toplumun problemleriyle ilgili hayalleri, duygu ve fikir atmosferi, kelime dünyası ve görüşleri birbiri ile yoğurulur. Öyle ki bu imge, alıcının aklıyla oynayıp onu aldatabilir, ayrıca onu çeşitli sanatsal görünüşlere ve bu sanatsal görünüşlerin Beyan ilminin de konusunu oluşturan teşbih, istiare ve kinaye gibi kisvelerine bürüyebilir.
Bu çalışmanın ele almış olduğu sorun, edebiyat (şiir, nesir, Kur’an-ı Kerîm) eleştirisiyle uğraşan bazı kişilerin retorik imge üzerinde dururlarken, konuyu, eserlerini daha çok öğretim maksatlı tasnif eden es-Sekkâkî, el-Kazvînî ve et-Taftâzânî gibi sonraki belagatçıların kitaplarında geçen geleneksel yöntemlerle çözüyor olmalarıdır. Mesela, onlar bir istiare örneğiyle karşılaştıklarında, Beyan ilminin bilinen kurallarını bu örneğe uygular ve onu belagatçıların terminolojisine uygun düşen bir terimle isimlendirirler. Bununla birlikte onlar, bu istiare ile metne ilave edilen güzellikleri göz ardı ederek bu istiarenin siyak içerisindeki konumuyla onu çevreleyen değerleri, fikirleri, musikiyi ve hayalleri görmezden gelirler.
İşte bu araştırma, retorik imgeyi, teknik bir şekilde analiz etmek için en ideal gördüğü bakış açısını sunmayı amaçlamakta ve bir taraftan imge yaratma sürecini, diğer taraftan da bu imgenin alıcı üzerindeki etkisini ele almaktadır. Araştırma, retorik imge çalışmasının problematiği etrafında şekillenen bir girişle başlamakta, “İmgenin Edebî Söylemdeki Etkisi” başlıklı ilk konu ve “Dış Dünyanın Taklidi ile Duygu ve İçsel Vicdan Dünyasının Taklidi Arasında Hayalî İmge” başlıklı ikinci konuyla devam etmektedir. Çalışma, sonuç kısmı ve önerilerle bitirilmektedir.
Eski belagatçıları sanatsal imgeye bakışlarını görmezden gelmenin zorunlu bir ihtiyaç olduğuna inanıyoruz. Çünkü onlar imgeyi anlamlar, fikirler, manevî ve sanatsal işlevler yerine salt şekiller ve terkipler olarak görüyorlar. Bu görüşün eksikliği ve yüzeyselliği, kuşkusuz şiirin tat, hakikat ve cevherinin de sığ dokunmasına yol açıyor.
Bu araştırma basitçe şunu ifade etmeyi amaçlamaktadır: Teşbih, istiare ya da kinaye, tecrit edilmiş bir ada değildir. Bunlar, kendisinde duyguların, hayallerin, nağmelerin, görüntülerin ve düşüncelerin etkileşim içerisinde yer aldığı ve gözlerimizin önünde mükemmel bir surette beliren edebi metnin dokusundan koparılamaz bir parçadır. Bu yüzden sanatsal, entelektüel ve kültürel bağlamından soyutlayarak retorik imgeyi incelemek söz konusu değildir. Çünkü edebi metin, bir beden ya da organik bir birim, imge ise o bedenin hayat merkezinde atan bir kalp gibidir. Dolayısıyla da imgenin kendi bağlamından tecrit edilmesi, doğru algılara asla imkân tanımayacak bir kalp atışı gibi olacaktır.
Bu inceleme biçimi, edebiyatın ve tenkidin doğasının anlaşılmasından bir sapmadır. Bu eski yöntem, yaratıcıyı ve alıcıyı bir araya getirmeye yardımcı olan hayati bir faktör olmaktan ziyade, metnin boğulması ve taşlaştırılmasının etkenlerindendir. Bu yöntemle sanatsal imajın incelenmesi, genel olarak sanatın ruhuna ve özel olarak da şiirin ruhuna uygun düşmez. Zira istiareye dayalı imge incelemesi, biri hazfedilen, diğeri ise bırakılan iki taraf üzerinde şekillenir. Böyle bir inceleme, edebiyatın güzel ve yaratıcı içeriğini boşaltmak olur. Bununla birlikte, “bu yola girmiş olanlar tamamen ters yöne gitmişlerdir” deme hatasına düşmekten de endişe ederim.
Edebi imgenin analizi, edebi metinleri, sırlarından bazılarını açığa çıkarmak için onları âdeta konuşturan çoklu okumalardan sadece birirdir ve bu açığa çıkarış, her bir okuyucunun dayandığı kültürel ve entelektüel referansa göre değişiklik arz eder. Ayrıca retorik imge, edebî bir metne sürekli yenilenen bir hayat bağışlar ve onu donukluktan ve kapalılıktan kurtarır.
Kur'an-ı Kerim'de de birçok sanatsal imge vardır ve bu imgeler belagatçıların, müfessirlerin ve münekkitlerin çalışmaları için verimli materyallerdir. Bu yüzden onlar da Kur'an-ı Kerim'de retorik imge üzerine kitaplar ve makaleler yazmışlardır ama bunların da bazıları zarar görmüş, bazıları ise sonuçsuz kalmıştır. Fakat bana göre en önemli konu, imgenin, Kur’an’ın anlam dünyasını ortaya koyan tabirleri üzerindeki etkisini incelemektir. Bu nedenle, imgeyi analiz etmeden önce, onun üzerine derinlemesine düşünmek gerekir ve bu genel olarak edebi metin için de geçerlidir.
Bu yüzden eleştirmenin ilk ve en önemli işinin, edebi metinde yer alan sanatsal imgenin psikolojik, sosyal, kültürel ve tarihsel kaynaklarını ortaya çıkarmak, ikinci olarak ise şairlerin bu imgeyi, zihin ve vicdandan doğan yeni bir yaratım olarak nasıl ele aldıklarını araştırmak ve onun edebi metin üzerindeki etkisinin keyfiyetini açıklamak olduğunu düşünüyorum. Kaldı ki Arap edebiyatında el değmemiş nice metin vardır ve araştırmacılar, Arap şiirinin o güzel vadilerinde eleştirel bir yaklaşım ve aydınlatıcı bir eda ile arzıendam etmelidirler.
İmgenin güzelliğinin, edebi söylemin temellerinden biri olduğuna şüphe yoktur ve hayal etme ile hayal ettirme gücünün, edebi imge çalışmasının doğal girişi olduğu da şüphe götürmez. Bu yüzden kişi, her zaman şu iki hitapla karşı karşıyadır: Biri, hakikatleri ve nesneleri müsemmalarına göre tesmiye eden doğrudan bir hitaptır ki onun görevi, gerçekliğe ve vakıaya mutabık doğru bilgilere ulaştırmaktır; diğeri ise estetik bir işlevi olan hitaptır ki onda dilsel değişim, mecaz ve tasvir olur, mütekellim murat edilen manaya gizlice işaret eder ve ona sadece imada bulunarak kelimelerle âdeta resim yapar. Bu yüzden edebi bir hitapta mütekellimin, vakıaya mutabakatı umursamadığı, aksine ona muhalif olanı önemsediği görülür.
Kanaatimize göre hakiki bir şair, yaratma, âlemi harika bir kombinasyona göre yeniden oluşturma, şiirsel ve şuursal deneyimiyle kendi dünya görüşüne, vakıaya, evrenin ve çevresindeki insanın meselelerine mütenasip olarak dünyayı yeniden düzenleme kudretine sahiptir.
The literary image is a forest of symbols and intertwined artistic relations in an aesthetic style that reflects the vision of the creator and influences the recipient. The poet's imagination, passion, ideas, dictionary, the vision for the causes of the universe, the human being and the society around him are all meshed in the weave of the image; this image may dance with the mind of the recipient and deceive him, and adorn him with various artistic shapes. The science of eloquence studies some of these artistic shapes (metaphor shapes like Tashbeeh, Istia’ra, and Kinnaya). The problem that this research addresses is that if some of the literary critics (poetry, prose, and the Holy Quran) stop at the rhetorical images, they analyze them in a traditional school way, and their analysis of the picture is based on the information found in the later books of the rhetoric scientists like Al-Sakkakkie, Al-Qazwini, and Al-Teftazanni, who categorized their books for educational purposes; In other words, when they see a metaphor in a literature text, for example, they study it in standardized grammatical, as if it was a mathematical equation, and then give it the appropriate name or term according to what came in the terms of rhetoric scientists, yet they ignore the aesthetics added by this metaphor on the text, and do not look at the real artistic value of this metaphor; they forget the impact of the context in which this metaphor is presented, since we know very well that the word itself may change its connotations according to the context in which it comes. This means that the literary image is also influenced by the context and the place in which it comes in. The biggest problem is that they look at the picture in isolation from the surrounding values, ideas, music, imaginations, emotions, and feelings that beats in the heart of the poet or writer. This research seeks to simply say that those types of metaphor shapes (i.e. Tashbeeh, Istia’ra, or Kinnaya) are not an isolated island, but rather is an integral part of the fabric of the literary text in which feelings, emotions, imaginations, visions and ideas have intertwined so much that we get an integrated literary text right before our eyes, so it is not permissible in any case to analyze the rhetorical image truncated from its artistic, intellectual and cultural context; because the literary text is one body, or one organic unit, and the literary image is the heart beating with the life of the literary text, and analysis of the image in isolation from the context is misleading and will not lead to accurate perceptions, and by doing so, this work would be a deflection in the understanding of the nature of literature, and the nature of criticism, which is a factor of strangling and immobilizing the text instead of being a vital factor that helps to promote the creator and the recipient together. On top of that, the study of the artistic image in this approach is a negation of the spirit of the art in general, and the spirit of poetry in particular, because taking the metaphorical image and studying it as two parts, one that’s been deleted and another’s been kept, is a study that empties the literature of its beautiful creative content. The research aims to present a view in the way we see it as clear for the analysis of the rhetorical figure, a technical analysis dealing with the process of the impression created on one hand, and the effect of this figure on the hearer on the other hand. The research began with an introduction on the problematic of studying the rhetorical figure, and then the first topic: The impact of the figure in the literary discourse, and the second topic: The deceptive figure between the simulation of the outside world, and simulation of the world of feeling and inner conscience, and then the conclusion of the research and the recommendations. What we want to emphasize here is that this separatist bilateral view, that cuts the literary image into its primary components, is a narrow and destructive view of the rhetorical form and its unity, because the mind, in its both cases, the case of creativity and perception, does not see the two components while they are working in isolation from each other, i.e. in a state of separation and opposition; and dare I say that those who have taken this route have completely gone in the opposite direction. Because the analysis of the literary image is nothing but a reading among the multiple readings questioning the literary text so that it would reveal some of its hidden meanings; and this disclosure differs according to the cultural and intellectual reference on which each individual recipient is based on.
Primary Language | Arabic |
---|---|
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | April 30, 2019 |
Submission Date | October 1, 2018 |
Acceptance Date | April 17, 2019 |
Published in Issue | Year 2019 Volume: 2019 Issue: 37 |