بعد ظهور الإسناد في تاريخ الحديث ، بدأت أنشطة الجرح والتعديل
ثم تمت محاولة تحديد ما إذا كان الرواة الذين حملوا النصوص للأجيال القادمة مناسبين للرواية.
وعلى الرغم من ذكر أسمائهم ، إلا أن روايات مجهولين ، الذين لا توجد معلومات عنهم ، قوبلت بالريبة.
تم صدرت آراء مختلفة حول الرواة ، الذين لم تكن هويتهم معروفة ، ولكن لم يمكن معرفة حديثهم.
وعلى الرغم من أن هذه الحساسية قيلت على الجميع في فترة السرد ، إلا أنه يُلاحظ أن بعض الرواة في مصادر أحاديثنا قد ذُكِروا بعبارات تعطي انطباعًا بالإثبات ، مثل الثقة أو من لا اتهم.
من المثير للجدل كيف يجب تقييم هذه الاستخدامات ، التي هي أكثر شيوعًا خاصة في الطبقات الثلاث الأولى من الإسناد.
وإذا روى بعض العلماء راويًا معتبرا ، فإنهم يقولون إن هذه العبارات التي تعني "توثيق الثقة" لا يمكن قبولها لأن الجهل لا يمكن إزالته.
وقد ذكر بعض العلماء أنه يمكن قبول استخدامات الراوي المؤتمن في نقده.
يركز المقال على عبارة " من لا اتهم " ، وهي من الاستخدامات المبهمة. لقد حاول تحديد الأراء والنتائج واستخدام العلماء في العملية التاريخية.
Hadis tarihinde isnadın ortaya çıkışını takiben cerh ve ta’dîl faaliyetleri başlamış ve metinleri sonraki nesillere taşıyan râvilerin rivayete ehil olup olmadıkları tespit edilmeye çalışılmıştır. İsmi zikredilmesine rağmen hakkında malumat bulunmayan meçhul şahısların rivayetlerine şüpheyle yaklaşılmış, şahsiyeti tanınsa bile meslekten hadisçiliğine muttali’ olunamayan râviler hakkında muhtelif görüşler serdedilmiştir. Rivayet döneminde, söz konusu hassasiyeti umûma teşmil etmek mümkün olsa da klasik hadis kaynaklarında bazı râvilerden “bir sika” yahut “itham etmediğim kişi” gibi ta’dîl izlenimi veren ifadelerle bahsedildiği görülmektedir. İsnadın özellikle ilk üç tabakasında daha sık görülen bu kullanımların nasıl değerlendirilmesi gerektiği ihtilaflıdır. Alimlerden bir kısmı muteber râvi naklederse “sikanın tevsîki” anlamına gelen bu ifadelerin cehâletin giderilememesi sebebiyle kabul edilemeyeceğini söylerken bazı alimler tenkidine güvenilen râvinin bu kullanımlarının makbul olabileceğini belirtmişlerdir. Makalede söz konusu müphem kullanımlardan “itham etmediğim kişi” ibaresi üzerinde durulmuş; mahiyeti, alimlerde yaptığı çağrışımlar ve neticeleri itibariyle tarihsel süreçte kullanımı tespit edilmeye çalışılmıştır. Bu lafızla nakilde bulunan alimlerin müphem bıraktıkları râvilerin kimliği, cerh-tadil durumları, açıkça zikredilmeme sebepleri araştırılmış, kaynaklardaki bilgiler ile rivayetlerin nakledildiği tarikler dikkate alınarak, rivayetlerin sıhhat durumu ve bu ibare ile nakledilmesinin doğurduğu sonuçlar ortaya konulmuştur. Netice olarak itham etmediğim kişi kullanımına ilişkin mutlak kabul yahut redden söz edilemeyeceği, bu lafzı kullanan her râvi hakkında müstakil değerlendirmeler yapılması gerektiği, kimi zaman tayini mümkün olsa da eskeriyetle müphem bırakılan ravinin tespit edilemediği ayrıca hem zayıf hem de sika raviler için kullanılabildiği tespit edilmiştir.
Following the emergence of chain in the history of hadith, criticism and approval activities started and it was tried to determine whether the narrators who carried the texts to the next generations were qualified for the narration. Although their names are mentioned, the narrations of unknown persons about whom there is no information were approached with suspicion, and different opinions were expressed about the narrators whose proficiency in the science of hadith is unknown, even if their personality is known. Although it is possible to extend the said sensitivity to the general public in the period of narration, it is seen that some narrators in our classical hadith sources are mentioned with expressions such as "a trustworthy" or "the person I do not accuse" that gives the impression of approval. It is controversial how these usages, which are more common especially in the first three layers of the cain, should be evaluated. While some of the scholars said that if a reputable narrator narrates, these expressions meaning "the proof of trust" cannot be accepted due to ignorance, some scholars have stated that these uses of the narrator whose criticism is trusted may be acceptable. In the article, the phrase "the person I do not accuse" of these ambiguous uses has been examined, and its use in the historical process has been tried to be determined in terms of its connotations among scholars and its results. The identities of the narrators, their cerh-tadil statuses and the reasons why the names of the narrators were closed were investigated. Considering the information in the sources and the chains from which the narrations were transmitted, the authenticity of the narrations and the consequences of their transmission with this wording were revealed. As a result, it has been determined that there is no definite acceptance or rejection of the use of the person 'I do not accuse' and that individual evaluations should be made about each narrator who uses this word. Although sometimes it can be detected, it has been determined that the narrator, which is mostly left closed can't be detected and it can also be used for both weak and sika narrators.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | October 31, 2022 |
Submission Date | June 21, 2022 |
Acceptance Date | August 12, 2022 |
Published in Issue | Year 2022 Issue: 48 |