Aim: Intensive care units (ICUs) are the most common units where hospital infections take place mostly due to both the characteristics of the patients, the administered treatment, and invasive procedures. ICU’s are one of the most common departments of the hospital where pneumonia takes place. In lower respiratory tract infections often; Pseudomonas and Acinetobacter bacteria are isolated as pathogens. In our study, it was aimed to investigate the Acinetobacter baumannii and Pseudomonas aeruginosa rate, antimicrobial resistance profile, and the factors affecting prognosis in the lower respiratory tract samples of patients hospitalized in the intensive care unit.
Materials and Methods: In our retrospective study, 505 patients in the tertiary intensive care unit and a total of 2740 non-fermentative gram negative bacterials trains isolated from the lower respiratory tract samples of these patients were included. Identification and antibiotic susceptibilities of isolates were studied with Phoenix TM 100 (BD, USA) according to EUCAST standards. Demographic, clinical and laboratory data of the patients were obtained from the hospital automation system. SPPS 20.0 statistics package program was used to evaluate the data. Variables were used as mean ± standard deviation and Median (Maximum-Minimum) percentage and frequency values. p <0.05 was considered significant.
Results: 560 P.aeruginosa and 694 A.baumannii were isolated out of 2740 tracheal aspirate samples. The most resistant antibiotics were amikacin and gentamicin for P.aeruginosa strains and on the other hand ciprofloxacin and carbapenem group antibiotics were the most resistant ones for A. Baumannii strains. There was a statistically significant difference in intubation, length of stay and prognosis between Acinetobacter and Pseudomonas groups.
Conclusion: One of the most important issues are the lower tract infections and antimicrobial resistance in ICUs. The demographic data, underlying disorders of the patients and extended spectrum antibiotic use have contributed to antibiotic resistance and because of this the estimation of the antimicrobial profile is essential in cases when there is no time to wait for the antisusceptibility results and immediately begin empirical treatment.
Amaç: Yoğun bakım üniteleri (YBÜ) gerek yatan hasta grubunun özellikleri gerekse uygulanan tedavi ve invaziv işlemler nedeniyle hastane enfeksiyonlarının en sık görüldüğü birimlerdir. YBÜ’leri özellikle özellikle nozokomiyal pnömonin en sık görüldüğü yerler arasındadır. YBÜ’de gelişen alt solunum yolu enfeksiyonlarında sıklıkla; Pseudomonas ve Acinetobacter cinsi bakteriler etken olarak izole edilir. Çalışmamızda yoğun bakım kliniğinde yatan hastaların alt solunum yolu örneklerinde üreyen Acinetobacter baumannii ve Pseudomonas aeruginosa üreme oranı, antimikrobial direnç profilinin incelenmesi ve prognoza etki eden faktörlerinin değerlendirilmesi amaçlandı.
Gereç ve Yöntemler: Retrospektif yaptığımız çalışmamıza üçüncü basamak yoğun bakım biriminde yatan 505 hasta ve bu hastaların alt solunum yolu örneklerinden izole edilmiş toplam 2740 nonfermantatif Gram negatif bakteri izolatı alındı. İzolatların identifikasyonu ve antibiyotik duyarlılıkları EUCAST standartlarına göre Phoenix 100 (BD, USA) ile çalışıldı. Hastalara ait demografik, klinik ve laboratuvar verileri hastane otomasyon sisteminden elde edildi. Verilerin değerlendirilmesinde SPPS 20.0 istatistik paket programı kullanıldı. Değişkenler ortalama±standart sapma ve Medyan (Maksimum-Minumum) yüzde ve frekans değerleri kullanıldı. p<0.05 anlamlı kabul edildi.
Bulgular: Toplam 2740 trakealaspirat örneğinin 560’ında P.aeruginosa ve 694’ünde A.baumannii izole edildi. P.aeruginosa izolatlarında en yüksek direnç oranı amikasin ve gentamisine iken, A.baumannii suşlarında siprofloksasin ve karbapenem grubu antibiyotiklere saptandı. Acinetobacter ve Pseudomonas türleri arasında entübasyon, yatış süreleri ve prognoz olarak istatistiksel anlamlı farklılık saptandı.
Sonuç: Yoğun bakım ünitelerinde alt solunum yolu enfeksiyonları ve antimikrobiyal direnç önemlidir. Demografik veriler, hastaların altta yatan bozuklukları ve geniş spektrumlu antibiyotik kullanımı antibiyotik direncine katkıda bulunmaktadır. Bu nedenle antimikrobiyal direnç profilinin bilinmesi, hızlı ve ampirik tedaviye başlamada önemlidir.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Clinical Sciences |
Journal Section | RESEARCH ARTICLE |
Authors | |
Publication Date | November 27, 2020 |
Published in Issue | Year 2020 Volume: 4 Issue: 3 |
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.