ŝĨĞƌĂŶƐŝLJĞ ƟƌŽŝĚ ŬĂƌƐŝŶŽŵůƵ ; d<Ϳ ŚĂƐƚĂůĂƌĚĂ ĂŶƟƟƌŽŐůŽďƵůŝŶ ;ĂŶƟͲdŐͿ ĂŶƟŬŽƌ ǀĂƌůŦŒŦŶĚĂ ƟƌŽŐůŽͲ ďƵůŝŶ ;dŐͿ ƂůĕƺŵůĞƌŝŶŝŶ ŐƺǀĞŶŝůŝƌůŝŒŝ ĂnjĂůŵĂŬƚĂĚŦƌ͘ ŶƟͲdŐ ǀĂƌůŦŒŦŶĚĂ dŐ ĚĞŒĞƌůĞƌŝ ŐĞŶĞůůŝŬůĞ ŚĂƚĂůŦ ŽůĂƌĂŬ ĚƺƔƺŬ ƂůĕƺůĞďŝůŵĞŬƚĞĚŝƌ͘ ŝƌĕŽŬ ĕĂůŦƔŵĂĚĂ ĂŶƟͲdŐ ƐĞǀŝLJĞůĞƌŝŶĚĞŬŝ ƐĞďĂƚ LJĂ ĚĂ ĂƌƨƔŦŶ ŬĂůŦİŦ ǀĞ ƚĞŬƌĂƌůĂLJŦİŦ ŚĂƐƚĂůŦŬ ŝĕŝŶ ƂŶĞŵůŝ ďŝƌ ƌŝƐŬ ĨĂŬƚƂƌƺ ŽůĚƵŒƵ ƌĂƉŽƌ ĞĚŝůŵŝƔƟƌ͘ ĂnjŦ ĕĂůŦƔŵĂůĂƌĚĂ ŝƐĞ ŶŽƌŵĂů ƐŦŶŦƌůĂƌĚĂ dŐ ƐĞǀŝLJĞůĞƌŝŶĞ ƐĂŚŝƉ d<͛ůŦ ŚĂƐƚĂůĂƌĚĂ ƉŽnjŝƟĨ ĂŶƟͲdŐ ƐĞǀŝLJĞůĞƌŝŶŝŶ ƚƺŵƂƌ ďĞͲ ůŝƌƚĞİŝ ŽůĂƌĂŬ ŬƵůůĂŶŦůĂďŝůĞİĞŒŝ ƌĂƉŽƌ ĞĚŝůŵŝƔƟƌ͘ KƚƵnj ŝŬŝ LJĂƔŦŶĚĂŬŝ ƉĂƉŝůůĞƌ ƟƌŽŝĚ ŬĂƌƐŝŶŽŵůƵ ŬĂĚŦŶ ŚĂƐƚĂ ƚŽƚĂůĞ LJĂŬŦŶ ƟƌŽŝĚĞŬƚŽŵŝ ƐŽŶƌĂƐŦ ƌĞŵŵĂŶƚ ĂďůĂƐLJŽŶƵ ŝĕŝŶ ŶƺŬůĞĞƌ ƨƉ ŬůŝŶŝŒŝŶĞ LJƂŶůĞŶĚŝƌŝůĚŝ͘ KƉĞƌĂƐLJŽŶĚĂŶ ƐŽŶƌĂ ŚĂƐƚĂLJĂ ƌĞŵŶĂŶƚ ĂďůĂƐLJŽŶƵ ŝĕŝŶ ϭϬϬ ŵ ŝ ϭϯϭ/ ŝůĞ ǀĞƌŝůĚŝ͘ ďůĂƐLJŽŶ ƚĞĚĂǀŝƐŝŶͲ ĚĞŶ LJĂŬůĂƔŦŬ ϲ ĂLJ ƐŽŶƌĂ ƚĞĚĂǀŝ İĞǀĂƉůĂƌŦŶŦŶ ĚĞŒĞƌůĞŶĚŝƌŝůŵĞƐŝ ĂŵĂİŦLJůĂ ƌĂĚLJŽŝLJŽƚ ƚĂƌĂŵĂ ƉůĂŶůĂŶĚŦ͘ dĂƌĂŵĂĚĂŶ ŚĞŵĞŶ ƂŶİĞ ŚĂƐƚĂŶŦŶ ƵLJĂƌŦůŵŦƔ dŐ ǀĞ ĂŶƟͲdŐ ĚĞŒĞƌůĞƌŝŶĞ ďĂŬŦůĚŦ͘ ,ĂƐƚĂŶŦŶ dŐ ĚĞŒĞƌŝ ƂůĕƺůĞŵĞLJĞİĞŬ ŬĂĚĂƌ ĚƺƔƺŬ͕ ĂŶƟͲdŐ ĚĞŒĞƌŝ Ϯϯϴ hͬŵů ŝĚŝ͘ dĂŶŦƐĂů ƚĂƌĂŵĂĚĂ ƟƌŽŝĚ LJĂƚĂŒŦŶĚĂ ƉŽƐƚŽƉͬ ƉŽƐƚͲĂďůĂƟĨ ďĂŬŝLJĞ ƟƌŽŝĚ ĚŽŬƵůĂƌŦ ŝůĞ ƵLJƵŵůƵ ŐƂƌƺŶƺŵůĞƌ ŝnjůĞŶĚŝ͘ ^ŽŶƵĕ ŽůĂƌĂŬ d<͛ůŦ ŚĂƐƚĂůĂƌĚĂ ŶŽƌŵĂů ƐŦŶŦƌůĂƌĚĂ dŐ ǀĂƌůŦŒŦŶĚĂ ƉŽnjŝƟĨ ĂŶƟͲdŐ ĚĞŒĞƌůĞƌŝŶŝŶ ƚƺŵƂƌ ďĞůŝƌƚĞİŝ ŽůĂƌĂŬ ŬƵůůĂŶŦůĂďŝůĞİĞͲ ŒŝŶŝ͕ ĂLJƌŦİĂ ƉŽnjŝƟĨ ĂŶƟͲdŐ ƐĞǀŝLJĞƐŝ ŝůĞ ŶĞŐĂƟĨ ƌĂĚLJŽŝLJŽƚ ƚĂƌĂŵĂŶŦŶ & ' W dͲ d ŐƂƌƺŶƚƺůĞŵĞ ŝĕŝŶ ĞŶĚŝŬĂƐLJŽŶ ŽůĂďŝůĞİĞŒŝŶŝ ĚƺƔƺŶŵĞŬƚĞLJŝnj͘
Diferansiye tiroid karsinomlu (DTK) hastalarda antitiroglobulin (anti-Tg) antikor varlığında tiroglobulin
(Tg) ölçümlerinin güvenilirliği azalmaktadır. Anti-Tg varlığında Tg değerleri genellikle hatalı
olarak düşük ölçülebilmektedir. Birçok çalışmada anti-Tg seviyelerindeki sebat ya da artışın kalıcı
ve tekrarlayıcı hastalık için önemli bir risk faktörü olduğu rapor edilmiştir. Bazı çalışmalarda ise
normal sınırlarda Tg seviyelerine sahip DTK’lı hastalarda pozitif anti-Tg seviyelerinin tümör belirteci
olarak kullanılabileceği rapor edilmiştir. Otuz iki yaşındaki papiller tiroid karsinomlu kadın
hasta totale yakın tiroidektomi sonrası remmant ablasyonu için nükleer tıp kliniğine yönlendirildi.
Operasyondan sonra hastaya remnant ablasyonu için 100 mCi 131I ile verildi. Ablasyon tedavisinden
yaklaşık 6 ay sonra tedavi cevaplarının değerlendirilmesi amacıyla radyoiyot tarama planlandı.
Taramadan hemen önce hastanın uyarılmış Tg ve anti-Tg değerlerine bakıldı. Hastanın Tg değeri
ölçülemeyecek kadar düşük, anti-Tg değeri 238 U/ml idi. Tanısal taramada tiroid yatağında postop/
post-ablatif bakiye tiroid dokuları ile uyumlu görünümler izlendi. Sonuç olarak DTK’lı hastalarda
normal sınırlarda Tg varlığında pozitif anti-Tg değerlerinin tümör belirteci olarak kullanılabileceğini,
ayrıca pozitif anti-Tg seviyesi ile negatif radyoiyot taramanın FDG PET-BT görüntüleme için
endikasyon olabileceğini düşünmekteyiz.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Case Report |
Authors | |
Publication Date | October 12, 2014 |
Published in Issue | Year 2014 Volume: 4 Issue: 2 |