Yeni teknolojilerin benimsenmesi ve teknolojinin yaşam üzerindeki etkisinin artmasıyla hareket hastalığı araştırmalarının sanal ortamlarda yoğunlaşmaya başladığı görülmektedir. Bununla birlikte görsel olarak uyarılan hareket hastalığının neden olduğu göz yorgunluğu, baş ağrısı, baş dönmesi, mide bulantısı ve postural kontrol kaybı gibi istenmeyen semptomlar bireyleri etkilemeye devam etmektedir. Sanal gerçeklik teknolojilerinin kullanımının olası faydaları göz önüne alındığında kullanım alanlarını sınırlayan olumsuz etkilerini anlamak oldukça önem taşımaktadır. Bu çalışmada; hareket hastalığının etiyolojisi hakkında genel bir bilgi verilerek, teknolojiye bağlı olarak gelişen hareket hastalığının bireyler üzerindeki olası etkilerinin araştırıldığı çalışmalardan elde edilen bulguların sunulması amaçlanmıştır. Hareket hastalığı ile ilgili verilerin belirlenen anahtar kelimeler ile taranarak konuyla bağlantılı olan çalışmaların seçilmesiyle oluşturulmuş geleneksel bir derlemedir. Sonuç olarak; yaşamın çoğu alanının bir parçası haline gelen sanal gerçeklik cihazlarının kullanımındaki artışın görsel olarak uyarılan hareket hastalığının oluşumunu ve etkilerini arttırdığı, bireyleri bedensel ve bilişsel problemlerle karşı karşıya bıraktığı, yaşam kalitesi ve iş verimliliğinde olumsuz etkiler oluşturduğu görülmüştür. Sanal gerçeklik teknolojilerinin kullanım alanlarının artması ve kişiler üzerinde oluşturduğu olumsuz etkilerin önemi göz önüne alındığında görsel olarak uyarılan hareket hastalığı oluşumuna bağlı kısıtlamaların anlaşılması giderek daha önemli olacaktır. Hareket hastalığının oluşumunun erken bir aşamada tespit edilmesine yardımcı olmak için bulunacak etkili yöntemlerle sanal gerçeklik teknolojilerinin kullanımının yaygınlaştığı çoğu alanda güvenli kullanımı için katkı sağlayacağı düşünülmektedir. Bu anlamda hareket hastalığının ortaya çıkardığı olumsuz etkilerin anlaşılabilmesi ve en aza indirilebilmesi için daha fazla araştırmaya ihtiyaç olduğu anlaşılmaktadır.
With the adoption of new technologies and the increasing effect of technology on life, it is seen that motion sickness researchers have started to concentrate on virtual environments. However, undesirable symptoms such as eyestrain, headache, dizziness, nausea, and loss of postural control caused by visually induced motion sickness continue to affect individuals. Considering the possible benefits of the use of virtual reality technologies, it is very important to understand the negative effects that limit the usage areas. This study; by giving general information about the etiology of motion sickness, it is aimed to present the findings obtained from studies investigating the possible effects of motion sickness, which develops due to technology, on individuals. It is a traditional compilation created by scanning the data related to motion sickness with the determined keywords and selecting the studies related to the subject. As a result; it has been observed that the increase in the use of virtual reality devices, which have become a part of most areas of life, increases the occurrence and effects of visually induced motion sickness, exposes individuals to physical and cognitive problems, and creates negative effects on quality of life and work efficiency. Considering the increasing use of virtual reality technologies and the importance of their negative effects on people, it will be more and more important to understand the limitations associated with the formation of visually induced motion sickness. It is thought that effective methods to help detect the formation of motion sickness at an early stage will contribute to the safe use of virtual reality technologies in many areas where the use of virtual reality technologies is widespread. In this sense, it is understood that more research is needed to understand and minimize the negative effects of motion sickness.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Sports Medicine |
Journal Section | Case Report |
Authors | |
Publication Date | March 16, 2022 |
Submission Date | February 1, 2022 |
Acceptance Date | March 15, 2022 |
Published in Issue | Year 2022 Volume: 16 Issue: 1 |