Bu araştırmanın amacı yoğun bakım ünitelerinde çalışan hemşirelerin konfor düzeyleri ile iş yaşamı kalitesi (İYK) düzeyleri arasındaki ilişkinin incelenmesidir. Tanımlayıcı ve kesitsel nitelikte planlanan bu çalışmanın evrenini bir ilin Eğitim ve Araştırma Hastanesi yoğun bakım ünitelerinde çalışan 118 hemşire, örneklemi ise, araştırmanın içleme kriterlerine uyan ve çalışmaya katılmayı kabul eden 109 hemşire oluşturmuştur. Araştırmada veri toplamak için; Birey Tanıtıcı Bilgi Formu, Hemşirelerde Konfor Ölçeği (HKÖ) ve Hemşirelik İş Yaşamı Kalitesi Ölçeği (HİYKÖ) kullanılmıştır. Verilerin analizinde tanımlayıcı istatistiklerden, parametrik olan ve parametrik olmayan verilerde kullanıma uygun t testleri ve korelasyon tekniklerinden yararlanılmıştır.
Araştırmaya katılan hemşirelerin yaş ortalamaları 27.55±4.26 (min-max=20-48) olup; %83.5’i 30 ve altında yaşta, %59.6’sı kadın, %72.5’i bekar, %89’u lisans ve üzeri mezudur. Hemşirelerin; konfor düzeylerinin 97.83±13.21 (min-max=64-132) olup orta düzeyde olduğu ve cinsiyet, çalışılan birimden ve çalışma şeklinden memnuniyet durumu, aynı birimde çalışma isteği ve işten ayrılma düşüncesine göre farklılık gösterdiği (p<0.05); hemşirelerin İYK düzeylerinin 5.56±23.289 (Min-Max=64-132) olup orta düzeyde olduğu ve herhangi bir sağlık sorununun varlığı durumuna göre farklılık gösterdiği (p<0.05) saptanmıştır. Hemşirelerde konfor düzeyi ile İYK düzeyi arasında pozitif yönde orta düzeyde bir ilişki olduğu belirlenmiştir.
Çalışmamızda hemşirelerde hem konfor hem de İYK düzeyi orta düzeyde bulunmuştur. Hemşireler bakımın merkezinde yer aldıkları için kendilerinin konfor ve İYK düzeyi bakımı da doğrudan etkilemektedir. Bu nedenle hemşirelerin konfor ve İYK’lerini artırmak için mümkünse iş yüklerinin azaltılması, çalışan sayısının artırılması, çalışma saatlerinin ayarlanması, memnun olacakları birimlerde çalıştırılması gibi yaklaşımlar sağlanabilir.
Araştırma Etiği Araştırmacılar tarafından araştırmanın yürütülebilmesi için; • MAÜ Girişimsel Olmayan Klinik Araştırmalar Etik Kurulu’ndan 12.01.2023 tarihli ve 2023/15-20 sayılı etik kurul izni yazılı olarak, • Araştırmanın yürütüleceği Mardin Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nden 28.02.2023 tarihli ve E-68051626-949-210195238 sayılı kurum izni yazılı olarak ve • Araştırmaya katılan hemşirelerden sözel olarak izin alınmıştır.
The aim of this study is to examine the relationship between the comfort levels of nurses working in intensive care units and their quality of work life (QWL). The population of this descriptive and cross-sectional study consisted of 118 nurses working in the intensive care units of the Training and Research Hospital of a province, and the sample consisted of 109 nurses who met the inclusion criteria of the study and agreed to participate in the study. To collect data in the research; Individual Descriptive Information Form, Nurses' Comfort Scale (NCS), and Quality of Nursing Work Life Scale” (QNWL) were used. In the analysis of the data, descriptive statistics, t-tests suitable for use in parametric and non-parametric data, and correlation techniques were used.
The average age of the nurses participating in the study is 27.55±4.26 (min-max=20-48); 83.5% are aged 30 and under, 59.6% are women, 72.5% are single, 89% have a bachelor's degree or above. The comfort level of the nurses was 97.83±13.21 (min-max=64-132), which was moderate and varied according to gender, satisfaction with the unit and way of working, desire to work in the same unit and thoughts of leaving the job (p<0.05); It was determined that the QWL levels of the nurses were 5.56±23.289 (Min-Max=64-132) at a moderate level and differed according to the presence of any health problem (p<0.05). It was determined that there was a moderate positive relationship between the comfort level and the QWL level in nurses.
In our study, both comfort and QWL levels were found to be moderate in nurses. Since nurses are at the center of care, their comfort and QWL levels also directly affect care. Therefore, in order to increase the comfort and QWL of nurses, approaches such as reducing their workload, increasing the number of employees, adjusting working hours, and having them work in units where they will be satisfied can be provided, if possible.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Intensive Care |
Journal Section | Araştırma Makalesi |
Authors | |
Publication Date | June 28, 2024 |
Published in Issue | Year 2024 Volume: 11 Issue: 2 |