Osmanlı
arkeolojisi tarihi henüz el değmemiş,
bakir bir alan olarak durmaktadır. Mevcut çalışmalar konuya dair
kapsamlı bir değerlendirmeden yoksun olup, hâlihazırda bu konuda
benimsenen söylemlere eleştirel bir tarzda yaklaşımı
gerekli kılmaktadır. Özellikle Osman Hamdi Bey’in müdürlüğe
getirilmiş olduğu 1881 yılı ve sonrasını
kapsayan döneme ilişkin Müze-i Hümayun’un tarihçesi hakkında Türkçe
dilinde yazılmış geniş bir tarih literatürü
bulunmakla birlikte, Türkiye’de arkeoloji alanında yürütülen çalışmalar
bugüne dek, gerek pratik zorluklardan gerekse ideolojik sebeplerden ötürü,
Cumhuriyet dönemi öncesindeki arkeoloji tarihine mesafeli kalmıştır.
Dolayısıyla anılan dönem, doğal olarak arkeologlardan
oldukça farklı yaklaşım ve ilgi alanlarına sahip olan tarihçilerin
yön verdiği bir tarih alanı olagelmiştir.
Bu alandaki tarihyazımı ise daha ziyade Osman Hamdi Bey’e ve onun Osmanlı
topraklarında yer alan eski eserlerin korunması yönündeki çabalarına eğildiğinden,
birçoğu arkeoloji alanında çok daha derin bilgiye ve
teknik uzmanlığa sahip olan pek çok öncü isim ne yazık ki
gölgede kalmıştır. Bu çalışma, Osmanlı
arkeolojisini konu alan Türk tarihyazımında dikkat çeken başlıca
sorunları gözler önüne sermeyi amaçlamakta ve alanda kullanılabilecek
kaynakların ve irdelenebilecek çalışma konularının genişletilmesi
yolunda bir adım atmaktadır. Türkiye’de arkeolojinin tarihi alanında anlamlı
bir çalışma yürütülebilmesi için, tarih metodolojisine
hâkimiyet ve arkeoloji alanına ait yöntem ve kuram bilgisinin yanı sıra, arşiv
kaynaklarından yararlanabilmek açısından Osmanlı Türkçesi alanında belirli bir
dil becerisine sahip olunması da gerekmektedir. Bu
nedenledir ki, Osmanlı arkeoloji tarihine dair isabetli ve güvenilir bir eser
ortaya koyabilmek için, arkeologların da bu konuya dâhil olması ve hem yazılı
hem de arkeolojik kaynaklardan farklı verilerin bir araya getirilmesi elzem
görünmektedir.
The history of Ottoman archaeology is yet to be
written. The existing scholarship is lacking an
exhaustive account on the subject and is in need of a critical outlook to the
current discourse. There is ample literature taken into account by
Turkish historians on the history of the Ottoman Imperial Museum (Müze-i Hümayun) with a particular focus
on the period following Osman Hamdi Bey’s appointment as director of the museum
in 1881. Turkish archaeologists, on the other hand,
have remained remote to the early history of archaeology prior to the
Republican era due to practical and ideological reasons. As a result, the field
has been dominated by historians, whose approaches and areas of interest
greatly differ from those of archaeologists. The
concentration of historiographical interest on Osman Hamdi Bey and his role
in the protection of antiquities lying in the Ottoman
territory has overshadowed the merits and contributions of other pioneering
figures in the field, most of whom with more in-depth knowledge and substantial
technical expertise on archaeology. This paper aims to draw attention to
the major issues prevalent in the Turkish historiography
of Ottoman archaeology and calls for expanding the sources and areas of study
in the field. Writing the disciplinary history of archaeology in Turkey
is not an easy task; it requires language skills –
the majority of the archival sources are in Ottoman Turkish, familiarity
with historical methodology as well as a good understanding of archaeological
method and theory. Thus, it is essential to engage archaeologists in the field
and integrate different strands of evidence obtained from both literary and
archaeological sources in order to produce an accurate narrative of the history
of Ottoman archaeology.
Ottoman archaeology historiography history of Turkish archaeology Osman Hamdi Bey the Imperial Museum
Journal Section | Articles |
---|---|
Authors | |
Publication Date | July 31, 2017 |
Submission Date | July 31, 2017 |
Published in Issue | Year 2017 |