Demokrasiye geçiş süreçlerinin niyet edilmemiş sonuçları olabilir. Geçiş sürecinin biçimi, geçi sonrası yaşanacaklar üzerinde ciddi bir etkiye sahiptir. Bu makalede ‘Üçüncü Dalga Demokratikleşme’ süreçlerine dâhil ve birbirine benzer iki vaka olarak İspanya ve Türkiye incelenmektedir. Kritik dönemeçlerde yaşananları Croissant, Kuhn, Chambers ve Wolf (2010)’un temel çerçevesi ile değerlendirdikten sonra, geçiş sürecindeki asker-sivil ilişkilerinin yeni kurulan demokratik yapıyı açıklamak için anahtar olduğunu iddia ediyorum. Askerin geçiş sürecindeki kararlarda ne derece etkili olduğu siyasal rejimler üzerine ne ölçüde kalıcı etki bıraktığı ile doğru orantılı gözükmektedir. Bu vesile ile, küresel olarak demokrasinin düşüşte olduğu bir çağda, yeni kurulan demokrasileri daha iyi anlayabilmek için karşılaştırmalı ve tarihsel analizlerin önemine vurgu yapıyorum.
Democratic transitions may have unintended consequences. Modes of transition exert significant influence on post-transition outcomes. Here, I focus on two most similar cases; Spain and Turkey, included in the ‘Third Wave of Democratization’. After an evaluation of critical junctures by using Croissant, Kuhn, Chambers and Wolf (2010)’s framework, I argue that civil-military relations during transitions are key to explain post-transitional outcomes. The extent to which military power was influential in transitional decision making creates a long-lasting impact for the political regimes. Hereby, I recall the importance of a comparative analysis of historical cases to develop an understanding of emerging democracies in an era of democratic decline.
Primary Language | English |
---|---|
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | December 18, 2020 |
Submission Date | February 11, 2020 |
Published in Issue | Year 2020 |