İstanbul’daki varlıkları hayli eski olan İranlılar, 19. asrın ikinci yarısından itibaren ticari ve kültürel açılardan güçlü bir topluluk olarak karşımıza çıkmaktadır. Topluluğun eğitim, sağlık gibi alanlarda kurumsallaşması, dinî yaşantılarını da etkilemiş ve din/mezhep temelli bir toplumsal kimlik inşa sürecini de beraberinde getirmiştir. Muharrem ayının ilk on günü gerçekleştirilen Azadarî merasimlerinin halka açık icra edilmeye başlaması, Şiî kimliğin en görünür hususiyetlerinden biridir. Bu çalışma İstanbul’daki İranlı Şiî topluluğun, Hüseyniye Tekkesi adını verdiği bir “Azadarî mabedi” inşa etme girişimi ayrıntılarıyla ele alınmaktadır. 1296/1879 yılının sonunda bir encümen kurulması ve gerekli finansmanın sağlanması için yardım sandığı oluşturulmasıyla başlayan bu girişim, arşiv belgelerinin yanı sıra topluluğa ait süreli yayınlardan ve hatırat, seyahatname türü eserlerden takip edilmektir. Bu girişimin ve diğer kurumsallaşma çabalarının bir yandan Şiîlerin dinî kimlik inşası açısından anlamı, öbür taraftan da Sultan II. Abdülhamid’in dinî politikasına mütekabiliyeti değerlendirilmektir. Ayrıca dönemin İran sefiri Muînülmülk Hacı Mirza Muhsin Han’ın Sultan II. Abdülhamid’e yakınlığının bu çabaları nasıl etkilediğine de değinilmektir.
Having a long history of presence in Istanbul, Iranians have appeared as a strong community commercially and culturally from the second half of the 19th century onwards. Institutionalization of the Iranian community in diverse fields like education and health effected on their religious life and brought out the construction process of a social identity simply based on the religion/sect. One of the most visible features of the Shi‘ī identity was the beginning to perform “Azādārī ceremonies” that take place publicly during the first ten days of the month of Muharram. This study deals in detail with the attempt of the Iranian community in Istanbul to build a “Takya Ḥosayniya”; “a temple for Azādārī”. This attempt that begins with the foundation of a council and aid fund for finance at the end of the year 1296/1879, is examined through the periodicals, memoires and travelogues published by the Iranian community in addition to the Ottoman archival documents. It aims to evaluate the meaning of this and other attempts of the Iranian community for the construction of a religious identity on the one hand and hand its accordance with Sultan Abdulhamid II’s religious policy on the other. Also it discusses the influence of the relationship between the Sultan and the Iranian ambassador of the time; Mu‘īn al-Mulk on this attempt.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | July 13, 2021 |
Submission Date | February 4, 2021 |
Published in Issue | Year 2021 |