Objective: The aim of this study was to evaluate the relationship between initial probing depth (IPD) and the ratio of residual periodontal pocket in chronic periodontitis patients following mechanical periodontal therapy (MPT).
Methods: A total of 1102 periodontal pockets with IPD 4-9 mm (both included) in 11 chronic periodontitis (CP) patients were included and grouped according to their IPDs and number of roots (single-/multi-rooted). MPT consisting of oral hygiene instruction, scaling and root planing was applied in 2 sessions with one-week interval. Plaque index, gingival index, probing depth (PD), clinical attachment levels and bleeding on probing (BoP) were measured before and 8 weeks after MPT. Following MPT, periodontal pockets demonstrating PD?5 mm and BoP (+) were defined as residual periodontal pockets.
Results: Our results showed that 10.89% of the sites from single-rooted teeth and 26.59% of the sites from multi-rooted teeth were remained as residual periodontal pockets. Further, positive correlations were found between IPD and residual periodontal pocket ratio for both single- and multi-rooted teeth (p<0.001).
Conclusion: Within limitations of this study, our results suggest that applied treatment had improved the periodontal parameters and the periodontal pockets of multi-rooted teeth in CP patients remained as residual pockets in a high percentage and the deeper IPD the higher probability of residual pockets.
Amaç: Bu çalışmanın amacı, kronik periodontitisli (KP) hastalarda başlangıç sondalama derinliği (BSD) ile mekanik periodontal tedavi (MPT) uygulandıktan sonra rezidüel kalan cep oranı arasındaki ilişkiyi araştırmaktır.
Yöntem: Onbir KP’li hastanın BSD 4-9 mm olan (her ikisi de dahil) 1102 adet periodontal cep bölgesi diş kök sayısına (tek/çok) ve BSD’ye göre gruplandırıldı. Hastalara ağız hijyeni eğitimi, diş ve kök yüzeyi temizliği ve kök yüzeyi düzleştirmesi işlemlerini içeren MPT bir hafta arayla 2 seans uygulandı. MPT öncesinde ve 8 hafta sonrasında plak indeksi, gingival indeks, sondalama derinliği (SD), klinik ataşman seviyesi ve sondalamada kanama (SK) klinik parametreleri kaydedildi. MPT sonrası SD?5 mm ve SK (+) olan bölgeler rezidüel cep bölgesi kabul edildi.
Bulgular: Çalışmada MPT sonrası tek köklü dişlerde saptanan cep bölgelerinin %10.89’u, çok köklü dişlerde saptanan cep bölgelerinin %26.59’u rezidüel cep olarak kaldı. Ayrıca BSD ile rezidüel cep olarak kalma oranı arasında pozitif yönlü bir ilişkinin varlığı saptandı (p<0.001).
Sonuç: Bu çalışmanın sınırları dahilinde bulgularımız, uygulanan tedavinin KP’li hastalarda klinik periodontal parametreleri iyileştirdiğini ve bu hastalarda BSD arttıkça rezidüel cep oranının da arttığını ve çok köklü dişlerde rezidüel cep olarak kalma ihtimalinin yüksek olduğunu göstermektedir.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | May 3, 2015 |
Submission Date | May 3, 2015 |
Published in Issue | Year 2015 Volume: 5 Issue: 1 |