This study investigates the effects of the dyeing technique called Turkish Red or Edirne Red, which has gained worldwide fame in Anatolia, on labor and economic life. Turkish Red has been the most important and valuable color of the European textile market, especially during the 18th and 19th centuries. The success of the Ottoman Empire in the field of weaving has a great role in the fame of Turkish Red, which is mainly obtained by the use of Anatolian plants. On the other hand, the master-apprentice relationship that ensures the transmission of this dyeing technique for generations has ensured the perfection of the dyeing technique, while at the same time making it a difficult production method to imitate. In this respect, even though Europeans have tried to imitate it in every period, they have not been successful. The dye houses, where Turkish Red was dyed, were an important source of employment and income for the Ottoman Empire. There were dyehouses in many regions of the Empire, and these dyehouses were taxed and subject to international trade. The Empire even personally controlled their production and sale, and even traded them. This dyeing technique, which had such importance, started to lose its commercial importance during the industrial revolution and lost its importance by not being able to compete with chemical and machine technologies. This study examines labor relations in dyehouses within the framework of the constraints of Ottoman labor writing.
Bu çalışmada Türk Kırmızısı ya da Edirne Kırmızısı olarak adlandırılan ve Anadolu coğrafyasında dünya çapında ün kazanmış boyamacılık tekniğinin çalışma ve ekonomik hayata etkileri araştırılmaktadır. Türk Kırmızısı, özellikle 18. ve 19. yüzyıllar boyunca Avrupa tekstil piyasasının en önemli ve kıymetli rengi olmuştur. Esas itibariyle Anadolu’ya has bitkilerin kullanımı ile elde edilen Türk Kırmızısının üne kavuşmasında Osmanlı İmparatorluğu’nun dokumacılık alanında gösterdiği başarıların büyük bir yeri vardır. Diğer yandan bu boyama tekniğinin nesiller boyu aktarımını sağlayan usta- çırak ilişkisi, boyama tekniğinde mükemmelliğin yakalanmasını sağlarken aynı zamanda, onu taklit edilmesi zor bir üretim yöntemi olmasını sağlamıştır. Bu açıdan hemen her dönem Avrupalılar tarafından taklit edilmeye çalışılmışsa da başarılı olamamışlardır. Türk Kırmızısının da boyandığı boyahaneler Osmanlı İmparatorluğu için önemli bir istihdam ve gelir kalemi idi. İmparatorluğun pek çok bölgesinde boyahaneler mevcut olup, bu boyahanelerden vergi alınmakta, uluslararası ticarete konu olmakta idi. Hatta İmparatorluk tarafından üretim ve satışı bizzat kontrol edilmekte, dahası ticareti yapılmakta idi. Bu kadar öneme sahip bu boyama tekniği sanayi devrimi sonrasında ticari önemini yitirmeye başlamış, kimya ve makine teknolojileri ile rekabet edemeyerek önemini yitirmiştir. Günümüzde çok az sayıda çalışmada Türk Kırmızısına dair araştırmalara rastlanırken, çalışma ilişkilerine yönelik araştırmalar daha da kısıtlıdır. Bu çalışmada Osmanlı emek yazımına ilişkin kısıtlar çerçevesinde boyahanelerdeki çalışma ilişkileri incelenecektir
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Labor Economics and Industrial Relations |
Journal Section | Research Article |
Authors | |
Early Pub Date | August 1, 2024 |
Publication Date | July 31, 2024 |
Submission Date | March 8, 2024 |
Acceptance Date | June 10, 2024 |
Published in Issue | Year 2024 Volume: 3 Issue: 82 |