1 Eylül 1939 tarihinde başlayan II. Dünya Savaşı’nda Türkiye, I. Dünya Savaşı’ndaki tecrübelerinden de hareketle tarafsız kalmayı tercih etmiştir. Savaşın başında toprak bütünlüğünü koruyarak büyük devletlerarasında denge politikası izlemeye çalışmıştır. Özellikle İngiltere ve Sovyet Rusya ile barışçıl bir ilişki sürdürmek isteyen Türkiye savaş başladığında her iki devletle anlaşma girişimlerinde bulunmuştur. İngiltere bu duruma ılımlı yaklaşmış; ancak Sovyet Rusya Türk Boğazlarında söz sahibi olmak istediğinden Türkiye’nin anlaşma talebine olumlu yanıt vermemiştir. 1941 yılında Almanya’nın Bulgaristan’ı işgal ederek Türkiye sınırına yaklaşması üzerine savaşta dengeler değişmiştir. İngiltere, Almanya’nın Türkiye üzerinden Orta Doğu petrollerine ulaşma, Sovyet Rusya ise Almanya’nın Boğazları ele geçirme ihtimalinden dolayı odaklarını bu bölgeye çevirmişler ve Türkiye’nin savaşa girme ihtimali doğmuştur. Türkiye, özellikle 1942 yılından sonra İngiltere’nin savaşa gir baskısına yoğun bir şekilde maruz kalmıştır. Aynı yıl Londra Büyükelçiliği görevine getirilen Rauf Bey’in görevi bu anlamda oldukça önem arz etmiştir. II. Dünya Savaşı ile ilgili kaynaklarda çoğunlukla Rauf Bey’in büyükelçilik görevindeki faaliyetlerine yer verilmemiştir. Ancak Londra’da bulunan The National Archives’da yapılan araştırmada elde edilen belgelerde görülmüştür ki Rauf Bey, görevi süresince savaşın gidişatı hakkında Londra’daki siyasi çevrelerden bilgiler almış, Türkiye lehine ya da aleyhine alınan kararlardan haberdar olmaya çalışmıştır. Tüm bu bilgileri ve kararları da olabildiğince çabuk bir şekilde Türk Hükûmeti ile paylaşmıştır. Onun verdiği bu bilgiler hükûmetin dış politikasının belirlenmesinde oldukça etkili olmuştur. Rauf Bey, özellikle Başbakan Churchill ve Dışişleri Bakanı Eden ile yaptığı görüşmelerde sık sık İngiltere’nin Türkiye’ye yapacağı savaş malzemesi yardımı konusuna değinmiş, İngiltere’nin bu yardım konusunda çok samimi olmadığını anladığında Türk Hükûmeti’ne İngilizlere karşı temkinli olması yönünde uyarılarda bulunmuştur. Onun bu uyarıları neticesinde Türkiye, baskılara rağmen İngiltere’nin yanında savaşa girme konusunu uzun süre askıya almıştır.
In World War II which began on September 1, 1939, Turkey preferred to remain neutral based on its experiences in the First World War. At the beginning of the war, it tried to follow a policy of balance among the great states by preserving its territorial integrity. Turkey, which wanted to maintain a peaceful relationship especially with England and Soviet Russia, attempted to make an agreement with both states when the war started. England approached this situation moderately; however, since Soviet Russia wanted to have a say in the Turkish Straits, it did not respond positively to Turkey's request for an agreement. In 1941, when Germany invaded Bulgaria and approached the Turkish border, the balances in the war changed. Because of the possibility of Germany to reach Middle East oil through Turkey, and Soviet Russia to the possibility of Germany to seize the Straits, England turned their focus to this region and the possibility of Turkey entering the war arose. Turkey, especially after 1942, was heavily exposed to the pressure of England to enter the war. Rauf Bey, who was appointed as the London Ambassador in the same year, was very important in this sense. In the sources related to the World War II, Rauf Bey's activities in the ambassadorship are mostly not included. However, it was seen in the documents obtained in the research conducted at The National Archives in London. During his duty, Rauf Bey received information from the political circles in London about the course of the war and tried to be informed about the decisions taken in favor of or against Turkey. He shared all this information and decisions with the Turkish Government as quickly as possible. This information given by him has been very effective in determining the foreign policy of the government. Rauf Bey, especially in his meetings with Prime Minister Churchill and Foreign Minister Eden, frequently referred to the British war material aid to Turkey. When he realized that England was not very sincere about this aid, he warned the Turkish Government to be cautious against the British. As a result of his warnings, Turkey suspended the issue of entering the war on the side of England for a long time, despite the pressures.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Ataturk's Principles History of Revolution, Late Modern History (Other) |
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Early Pub Date | December 30, 2023 |
Publication Date | December 31, 2023 |
Submission Date | October 9, 2023 |
Published in Issue | Year 2023 Volume: 23 Issue: 47 |